Yûsif Bedirxan

Yûsif Bedirxan

Yusif Bedîrxan yazdı: Fayda-zarar bağlamında; Emek ve Özgürlük İttifakı

Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi'nin (TÖP) oluşturduğu "Emek ve Özgürlük İttifakı” geçtiğimiz haftalarda resmen kuruldu.

İttifakın HDP’ye olumlu ya da olumsuz katkısı yönünde bir takım görüşler hasıl oldu bu süre zarfında.

Kamuoyu araştırmacılarına göre HDP cumhurbaşkanlığı seçimleri için “kilit” konumdaki parti; oy oranı da 9-12 sınırında gidip geliyor ve her sonuçta barajı rahatlıkla aşan pozisyonunu koruyor.

Bu noktada HDP’nin Türkiye solu ile yaptığı bu ittifakın partiye nasıl bir katkı sunacağı yönünde farklı görüşler var.

Aksoy Araştırma Kurucusu ve Sosyal Demokrasi Vakfı SODEV Başkanı Ertan Aksoy’a göre, ittifakın HDP dışındaki bileşenlerinin oy oranının az fakat etkisinin yüksek partilerden oluştuğu, bunun oy akışında “olumlu” etki yaratabileceği yönünde.

MAK Danışmanlık Başkanı Mehmet Ali Kulat ise HDP’nin araştırmalarda oy kaybı yaşamayan parti olduğuna dikkat çekiyor.

İttfakı oluşturan HDP dışındaki diğer partilerin anketlerdeki oy oranlarının yüzde 1’i bulmadığının söylenebileceğini belirten Kulat, yüzde 10+1’in 11 sonucu ortaya çıkarmadığını, “Emek ve Özgürlük İttifakı’nı oluşturan partilerin oy oranı yüzde 11 çıkmaz. 12 eder, 13 eder yani yeni bir sinerji oluşturur” yönünde görüş bildiriyor.

İttifak ile ilgili bu iki görüşten farklı olarak akademisyen Vahap Coşkun, oluşumun HDP’ye pek fayda sağlamayacağını öne sürüyor.

‘Faydasız ittifak’ başlıklı bir yazı kaleme alan Coşkun, siyasette ittifakların bazı hedefler gözeterek yapıldığını bunun HDP’den çok oluşumda yer alan ve toplamda yüzde 1 oy oranı olmayan partilere fayda sağlayacağını söylüyor.

Sol için anlamlı olan ittifak, HDP için anlamlı mı? HDP, bu ittifaktan bir fayda görebilir mi? Sorularını cevaplayan Coşkun, “Bu ittifakın, HDP’nin farklı toplumsal gruplarla temasını kuracak kanallar inşa edemeyeceğini, özgürlükçü bir ideolojik değişimden geçmesini kolaylaştıramayacağını, HDP’ye oy getirmeyeceğini ve HDP’ye dönük negatif önyargıların kırılmasını sağlayamayacağını; tam aksine, bütün bu mevzularda ittifakın HDP için zorlaştırıcı ve zararlı neticelere yol açma ihtimalini, kolaylaştırıcı ve yararlı bir işlev görme ihtimalinden çok daha yüksek buluyorum” diyor.

Coşkun ittifakın HDP’ye değil fiilen hiçbir ağırlığı olmayan parti ve örgütlere, bu ittifak sayesinde siyasi güç sağladığını belirterek, “Toplum nezdinde bir karşılıkları olmayan ve bu nedenle kendi başlarına seçime girmeleri halinde esamileri okunmayacak yapılar, kudretli politik makamlara oturacak. Bu durum, seçmenler ile temsilcileri arasında bir yabancılaşmaya neden oluyor” tespiti yapıyor.

Evrensel’den Yusuf Karataş, ‘Kürt burjuva faydacılığı mı halkın ittifakı mı?’ başlıklı makalesinde, DTSO Başkanı Mehmet Kaya’dan HDP eski milletvikili Altan Tan’ın yaklaşımlarını da içine alan ‘Kürt oyları’nı pazarlamaya dayalı faydacı tutumu’ üzerinden Coşkun’u eleştirerek, “Kürt burjuvazisinin, halkın mücadelesini oyların pazarlanmasıyla sınırlamaya çalışan pragmatik tutumunun tipik bir örneğini oluşturuyor” diyor.

HDP tabanına dokunuşlar ve farklı kaygılar içeren dört ayrı görüşten, ‘hangisi daha gerçekçi?’ sorusunu yazının sonuna koyup bitirelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yûsif Bedirxan Arşivi