Ufuk Çimen Yazdı: Havai fişekli, konvoylu toplu eziyet
Diyarbakır’da bol kornalı, havai fişekli konvoylu düğün sezonu açıldı.
Bunu baştan söyleyeyim; düğün salonları pandemiden en fazla etkilenen sektörlerden. Karşıtlığım bunun üzerinden bir eleştiriye neden olmasın.
Düğüne değil sonrasındaki nezaketsizliğe sitemimimdir yazı!
En azından benim gibiler için bir eziyet sezonu daha açıldı.
Düğün sonrası konvoylar eşliğinde tur atmak adet haline geldi uzun zamandan beri.
Bazen trafikte kırmızı ışığa denk gelen vakitte; araçların durdurulup, müziğin sesi de arşa yetişecek şekilde açılıp oynanması yok mu tam bir eziyet ve tehlike.
Bazen şeritleri kapatıp yana yana iki sıra halinde (ardındakilerinin durumuna aldırış etmeden) trafikte seyreden araçları da peşine takmalarına da şahit olduğumuz vardır.
Bir de hormonu yüksek gençlerin trafiği tehlikeye atan makasları da cabası.
Bu kadarla kalsa iyi.
Sözde mutluluğa ortak olmanın yolu sadece bundan ibaret değil.
Bir de eve teslimat sürecindeki serencam var ki tam bir eziyet.
Mekan, hasta, taziye, uyuyan çocuk kısaca inceden bir düşünce ile komşuyu rahatsız etmeme gibi bir nezaket hiç yok.
Büyük bir nezaketsizlikle ve tehlike arz edecek şekilde yan tarafta petrol istasyonu mu var, balkondan bakanlar mı var aldırış etmedenzuladaki havai fişekler çıkarılır ve seriye alınıp havaya savrulur.
Toplumun savrulan aklının aciziyeticatları.
Geleneksel anlamda toplumun çimentosunu güçlendiren adetlerdendir evlilik sürecinin aşamaları.
Nişan, düğün, kına vs.
Maalesef belirtirken bile cümlelerimi özenerek seçmeye dikkat edeceğim ki işi başka yerlere çekilmesin bu yazı da anlatmak istediğim özetle şu:
Eskiden önceden planlanmış bir düğün komşunun yasına ya da kırkı dolmamış acısına denk geldiğinde nezaketen izin istenirdi.
Hadi diyelim kent büyüdü kentteki “yüz yüzelik” azaldı da herkes herkesi tanımaz oldu.
İki gönülün bir araya gelmesi kadar güzel başka ne olabilir?
Ancak bu, sizin mutluluğunuza cümle alemin ortak olacağı anlamını çıkarmaz.
Nezaket, toplumsal saygı burada başlar.
Her ne kadar ateş düştüğü yeri yaksa da yas/taziye geleneği; acıya ortak olmak toplumun en güzel dayanışmasıdır bence.
Acı da mutluluk da özünde sizindir.
Ancak mutluluğunuz insanlara rahatsızlık veriyor ve tehlike arz edecek durumlar yaratmaya sebep veriyorsa; kimse kusura bakmasın bunun adı eziyettir, görgüsüzlüktür ve daha başka şeylerdir.
…
Burada bir kontrol mekanizmasının yani polisin, zabıtanın da eksikliği söz konusu.
Avrupa’da sanırsam var; akşam belli zamandan sonra korna yasaklaması uygulanabilir. İkincisi konvoylara belli bir standart getirile bilinir. Ve en önemlisi havai fişek kullanımı tamamen yasaklanabilir.
Keşke havai fişekler tümüyle yasaklansa... Mutluluğa ortak olmanın yolu, kornalar ve havai fişeklerin çıkardığı kulak tırmalayıcı seslerden ibaret değil.
Foto: Arşiv
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.