Fesih Bozan Yazdı: “Elinize dizinize dursun!”

Bir çalışan patronuna “eline dizine dursun” diyebilir mi?

İnsan sosyal bir varlık olma hesabıyla beraber yaşamak zorunda. Bu beraberliğin getirdiği sorunları çözmek, refah ve huzurlu bir ortamda yaşamak için bir organizasyona ihtiyaç vardır. Biz buna devlet diyoruz.

Bu devleti yöneten kişiler, vatandaşlardan toplanan vergilerle vatandaşa hizmet ederler. Bu hizmetlerinin karşılığında da yine vatandaşın verdiği vergilerden maaşlarını (gizli ödenekler ve masraflar hariç) fazlasıyla alırlar. Yani devletin her kademesinde çalışan kişiler, patron olan vatandaşın işçisidirler. Dolaysıyla yaptıkları hizmetlerde vatandaşa herhangi bir minnet etme ve kibirlenme hakları yoktur.

Eğitim, sağlık, iş, aş, güvenlik gibi vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamak devletin temel görevidir. Yine ihtiyaç oranında üniversite ve yurt açmak, öğrencilerin barınma yerlerini hazırlamak da devletin temel görevleri arasındadır.

Vatandaş varsa devlet vardır. Devletin tüm kurum ve çalışanları, Cumhurbaşkanı, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları dahil herkes, vatandaşların hizmet ve ihtiyaçları için vardır. Çünkü vatandaşlar da bu hizmetler yapılsın diye vergi veriyor.

Dolayısıyla bir devlet görevlisinin vatandaşına “Şu kadar hizmet ettim, elinize, dizinize veya gözünüze dursun!” “Nankörler!” “Eliniz ve diziniz sakat olsun!”, “gözünüz kör olsun!” şeklinde bir beddua edemez, etmemelidir.

Ama maalesef Sayın Erdoğan bu sözü, bu bedduayı farklı vesilelerle defalarca söylemiştir.  Kaldı ki, bir ödeme veya hizmet yapmışsa, babasının veya kendisinin cebinden yapmış değildir. Milletten aldığını millete verirken hangi hakla beddua etmektedir? Bu söylem ve davranış, bir şirkette çalışan kişinin patronuna yaptığı işe karşılık beddua etmesi gibi bir şeydir.

Dediğimiz gibi Erdoğan, bu bedduayı defalarca söylemiştir.

30 Aralık 2017 tarihinde AK Parti Sinop İl Kongresi’nde, “asgari ücretin insanca yaşanabilecek bir seviyede olmadığı” yönündeki eleştirilere, “Şimdi asgari ücreti yüzde 14,3 artışla 1603 liraya çıkardık. Beyefendiler beğenmiyor. Ya eline diline dursun! Nereden nereye?” diyerek karşılık vermişti.

Yine 15 Nisan 2018 tarihinde partisinin İstanbul Maltepe kongresi öncesinde vatandaşlara şöyle seslenmişti:

“Üreten ekonomi yok diyenler, gözünüze, dizinize dursun! Üreten ekonomi olmasa sen IMF’ye borcu ödeyebilir miydin?”

Ve son olarak “Biz göreve başladığımızda üniversite öğrencilerinin bursları 45 liracıktı. Şimdi 650 TL. Elinize dilinize dursun ya!” demiştir.

Evet, Cumhurbaşkanı da olsa, patronuna (vatandaşa) veya patronunun çocuğuna böyle bir sözü söyleme hakkı yoktur. Kaldı ki bursun artışından bahsediyor ama değer kaybedişinden hiç mi hiç bahsetmiyor. 2002’de 45 TL ile yaklaşık 2 adet çeyrek altın alınabiliyorken, bugün 650 TL ile ancak 0.80 çeyrek altın alınabiliyor. Ha, bir de başa kaktığı bu burslar, karşılıksız değil, geri ödemelidir. Bu bursu veremeyen öğrenciler olursa da “Devlet KYK borcunu ödeyemeyen 300 bini aşkın öğrenci hakkında icra takibi başlattı.” (3 Eylül 2020) haberinde olduğu gibi icra takibini de ihmal etmiyor.

Ey AK Parti iktidarı! Sen, mezun olan öğrenciye iş verdin mi ki borcunu geri istiyorsun?

Vatandaş kendisine hizmet edecek olanla, hizmet ederken beddua eden ve kibirlenenleri artık tanımalı ve ona göre oyunu kullanmalıdır.

Vesselâm.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fesih Bozan Arşivi