Evde kalmak neden iyi?
Çocuğu, kadını, erkeği, genci, orta yaşlısı, yaşlısı, bilcümle toplum olarak ilk defa böylesine bir tehlikeyle karşı karşıyayız.
Gelecek tasavvurunun olmadığı bir ruh hali, tozu dumana katan bir belirsizlik, planlama, düşünme halinden uzağız belki, ancak bu belirsizlik hali başka bir imkan da veriyor bize, belki de tek ve en büyük pozitif tarafı da bu olsa gerek.
Bir insanınbilmem kaç trilyonda birine eşit bir virüsün hayatımızda açtığı büyük gediğin; tüm dayatılan alışkanlıklarımızı ters yüz etme şansına erişme zamanıdır.
Buna evimizden başlayabiliriz.
Çalışan kadınlar ve erkekler için her gün önce işe sonra eve, sonra yine işe, sonra yine eve kısır döngüsüyle süren yaşamı sorgulama gereği hâsıl oldu bende.
Sürdürülebilir bir yaşam için çalışmak elzem, amenna!
Birçoğu için çalışmıyor olmak; kira, elektrik, su, beslenme, eğitim, sağlık vs ihtiyaçlardan mahrum kalmak anlamına gelir, bu ayrı bir tartışma konusu ve tüm olumsuzlukları (en azından hayatta kalma içgüdüsüyle) şimdilik bir kenara bırakalım.
Kapanan kafe, kahve, eğlence mekânlarına gönderme yapan bir karikatürde, evdeki gördüğü adamı dönüp soran çocuğa annenin verdiği, “O senin baban” cevabındaki kısır döngüyü tartışalım.
Çalışma dışında evden geçirdiğimiz zamanın uyku hariç birkaç saate denk düşen çelişkisi üzerinden verutinleri bir ritüel gibi yerine getirdikten sonra döndüğümüz ‘ev’e, hayata, aileye ve dokunmayı unuttuğumuz her şeye dair bir sorgulama gereği belki de bu zamanlar.
Evin; eş, çocuklar, odalar, pencere, balkon, oturma grubu vs salt bir mekan olmaktan öte anlamlarını keşfetme zamanı.
En azından bir süreliğine ‘ev’de daha fazla zaman geçirmek; evi, aileyi ve bilcümle yaşamı yeniden anlamlandırmamıza neden olabilir.
Bunu bu zorunlu hal sonrası için bir değişimin hazırlığı olarak görmek; hem kendiniz hem de aileniz için olumlu olacaktır.
Buna ihtiyacımız var.
Sadece bu zorunlu halde değil;normal şartlar altında çoğu zaman dışarıdan daha tekin olan, güvenli, rahat ve kendi içine sığınmanın mahremiyeti, doğallığı ve saflığıyla evi yeniden keşfedelim.
Dışarının gerekliliğini, sosyalleşmeyi, keşfetmeyi, tanımayı, anlamayı bir kenara bırakmak zorunda olduğumuz bugünlerde (ve yine normal şartlar parantezini açarak) ev ile ilgili negatif tarzımızı bize dayatılanları da düşünerek yeniden düzenleme zamanıdır.
Büyüklerimiz ‘her mal çirokek/her ev bir hikayedir’ derler.
Dünyaya virüsle dayatılan yıkımı; gelin en güvenilir sığınağımızda, evimizde, geleceğe dair yeni güzel hikayeler yaratacak şartları zorlayarak yeni bir başlangıcın yuvası yapalım.
‘Ev’de kalalım, güvende kalalım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.