Berfin Filiz Yazdı: Bekliyorum

Bir yaz günüydü onu yolculadığımda. Güneş, tenimizi yakarcasına sıcaktı. Öyle ki, ışığından açamıyorduk gözlerimizi. Onu uğurlarken, doya doya izlememi istemiyordu sanki güneş. Tüm var gücüyle ışığını gözlerime yansıtıyordu. Oysa son kez gördüğümü bilseydim, her şeye rağmen gözlerimi dört açar,  yüzünü ezberlercesine izlerdim. Ama bilemedim işte...

Hikayemizin burada son bulduğunu, göremedim. Her hikâyenin, her güzelliğin bir sonu vardır derler ya, doğru işte. Her hikaye, bir gün illaki biter.

İyi ya da kötü,

Mutlu ya da mutsuz...

Sonsuz olan hiçbir şey yok, şu evrenden başka.

Hepimiz sırayla geliyor, hikâyemizi yaşıyor, bittiğinde de çekip gidiyoruz işte. Bâki kalan da evren oluyor.

İşte bizim hikayemiz de o yaz günü bitmiş meğer. Bilmeden veda etmişiz birbirimize. Aklım kabullense de bunu, yüreğim hala o tren garında onu bekliyor. Bir gün mutlaka geleceğine, sonuna kadar inanıyor. "Belki de gelir, kim bilir ? Hayat  bu ne olacağı belli mi olur?"diyor.

Mevsim kış şimdi. Aklıma inat yüreğim, kar kış dinlemeden, her gün beni o tren garına sürüklemeyi başarıyor. Öyle çok gider oldum ki ahbaplık etmeye başladım ordakilerle. Artık bana ait bir bank var orada. Trenin geliş yolunu en iyi açıyla gören bank o. Bu durumdan herkesin haberi varmış gibi, kimseler yanaşmıyor benim bankıma. Bir işe gider gibi her gün, sabahtan akşama kadar orada oturuyorum, yolunu gözlüyorum. Çayım ve kahvemle seni bekliyorum.

Her an gelecekmişsin gibi gözlerimi ayırmıyorum, vagon kapılarından.

Gelirsen eğer, beni orada hazır bul diye, bekliyorum.

10 yıl oldu, biliyorum...

Bilsen, kızardın belki bana. "Ne diye umut ediyorsun? Gelmeyeceğim işte, belli değil mi ? Git artık!" Derdin...

Geçenlerde yine beklerken vagon kapılarında, sana benzer birini gördüm. İşte dedim, geldi! Bitti bu hasret!

Seslenip koştum hemen ardından. Yüzünü dönünce anladım, sen olmadığını. Gelmemiştin ve hiç gelmeyecektin. Bir tokat gibi çarpılmıştı gerçekler suratıma.

"On yılda bunu anlayamadın mı? "diyeceksin, haklısın. Ama bilmek başka, umudundan vazgeçmek çok başka!

Ben o gün umudumu kaybettim. Bunca zamandır kurduğum hayallerimi, düşürdüm yüreğimden.

Kırıldı hepsi, tuzla buz oldu. Kulaklarım duymaz oldu, söylenip gittiler, yanımdan geçenler.

Kaldım öyle orada, saatlerce...

Boşluğa bakıp durdum, düşündüm...

Sonra kırgınlıklarımı da alıp gittim oradan.

Bugün de sana veda etmeye geldim. Gerçek bir veda! Son olduğunu bildiğim bir veda... Artık aklım da, yüreğim de kabullendi. Gelmeyeceksin anladım. Geri dönme niyetiyle de gitmemiştim zaten. Ben kendimi kandırmıştım. Sonunda gerçeklerle yüzleştim. İçim rahat artık. Umarım sen de rahatsındır, mutlusundur.

Ben de olduğu gibi olmamıştır umarım sana. Gittiğin yoldan pişman olmamışsındır, bensizliğin acısını çekmemişsindir. Unutup devam etmişsindir yoluna.

Günün, güneşin hep açık olsun kardeşim.

Bahtın açık ve uzun olsun.

Banklarda beklemesem de, bir gün gelirsen uğra bana, kapım her zaman açık bilirsin.

Epey döktüm içimi, okursan anlarsın.

Hoşça kal, huzurla kal kardeşim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi