Şehirlerle bir oluyorum, yerle yeksan.
Gözlerim kapalı rüzgarı dinliyorum.
Sonra durup göğe susuyorum.
İçimdeki darlığı göğün yüzüne açıyorum.
Bulut kokuyor içim.
Yalın ayak gezerken toprakta,
Yağmur damlaları karışıyor kirpiklerime..
Uzaklardan belli belirsiz bir ses duyuluyor,
Bir müzik...?
...
"Boya şu kara duvarları
Deniz çiz, gökyüzü çiz
Boya şu kara duvarları
Işıklı bahçeler çiz
Ellerini yıkama bir düş var orada
Her sabah biraz daha büyüyor "
-Diyor İlkay Akkaya
Gözlerimi kapattığımda,
Kara duvarlar kaplıyor kalbimi.
Sonra kokusunu alınca
Yağmur yemiş toprağın,
Benim de içim ışıklı bahçelere dönüşüyor.
Işık gören kalbim,
O mis toprak kokusunun verdiği huzurla,
Gökyüzü gibi ferah, uçsuz bucaksız hayallere dalıyor.
Sonra,
Bir tebessüm yayılıyor dudaklarıma,
Umut diyorum, umut var !
Gömülme karanlığa.
Bak umut bir toprak kokusunda.
Belki bir yağmur damlasında.
Sana sonunu veren de,
Sonsuzluğu gösteren de,
Şu gördüğün, bastığın, kokusunu taa içine çektiğin topraklar!
Bu topraklar, bu gökyüzü.
Hayat verirler, nefes olurlar sana.
Dönme sırtını göğe.
Kucakla,
Sımsıkı tutun onlara.
Ve boya şu kara duvarları,
Gökyüzüne bakıp
Karanlığın zerresini bırakmayacak
Bir gökkuşağı çiz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.