Aziz Gülmüş
Aziz Gülmüş yazdı: Kürd, Tavuk, Tilki
Birgün Tavukla Tilki dost olmaya karar vermişler. Bir ağacın altında oturup uzun uzun sohbet etmeye başlamışlar.
Tavuk, “Tilki kardeş Tavuk yemek çok mu zevkli?” diye sormuş.
Tilki, “Elbette Tavuk kardeş, hele bir de çok acıkmışsam o anki zevki anlatamam” demiş.
Tavuk, “Peki yedikten sonra, "Yazık bir tavuğu yaşamdan kopardım" diye pişmanlık duyuyor musun? diye sorunca :
Tilki, “Aaahh ah! acıkınca bütün duygularım köreliyor, gözüm hiç bir şeyi görmüyor. Ama karnım doyduktan sonra da, yarın bir tavuğu nasıl kandırıp pusuya düşürürüm hesabı yapmaktan düşünmeye zamanım olmuyor” demiş.
Tavuk, “İşte zamanın var şimdi düşünsene!” dediğinde,
Tilki, “Bu dostluk planı kaç günümü aldı biliyor musun?” demiş.
İşte günümüzde Kürde, siyasetin yaklaşımı da Tilki ile Tavuğun dostluğu kadardır. Acıkan Tilki misali plan yapmaktan geri kalmayan egemen siyaset anlayışı, İnsani düşünmeye zamanı olmuyor maalesef.
Turo "Baban"…
Henüz on dört, bilemedin on beş yaşlarında Bulgar göçmeni Turgutların duvarına tebeşirle futbol kalesi çizmiş her gün penaltı atışırdık. Top, kısaca Turo dediğimiz Turgutların bahçesine giriyordu. Duvara çıkıp her defasında kaçan topu getirmek tam bir işkenceydi.
Yine avluya düşen topu bu kez İbo getirmeye gitti. Bekle bekle İbo gelmiyor. Neydeki İbo topu duvarın üzerinden bize taraf fırlattı, ardından duvardan atlayıp, gülerek yanımıza geldi. İbo'ya neden geciktiğini sormadık bile. Meğer İbo, topu alırken Turo'nun annesi ile babasını iş üstündeyken görmüş.
Bu durumu Turo'ya yalnız iken anlatıp, "Eğer her gün bana Ceviz getirmezsen herkese anlatırım" diyerek ona, şantaj yapıyormuş. Turo, kucak dolusu Cevizleri İbo'ya verirken, yalvar yakar bir tanesini bile bize vermiyordu. İbo'nun keyfi isterse birer ikişer bize verirdi.
Bazen Turo'ya, "Git ceviz getir" dediğinde Turo getirmemek için mızmızlanıyordu. Turo'nun getirmeye yanaşmadığını görünce de, "Turo Baban.." dediğinde Turo hemen eve doğru koşarak giderdi. Üstelememize rağmen İbo bize "Baban" şifresini bir türlü açmıyordu. Biz bazen İbo'nun taktiği ile "Oğlum Turo Baban" dediğimizde blöf olduğunu anlar bizi hiç tınlamazdı bile.. Çünkü sihirli sözcüğün şifreleri İbo'da saklı olduğunu biliyordu.
Penaltı atışırken bazen parasına da atıştığımız oluyordu. Turo, bizlere füze gibi goller atarken, İbo kaleye geçtiğinde hep bilerek topu avuta atardı. Çünkü Turo tam topa vuracakken İbo, "Turo baban" derdi. Biz de söylerdik ama ona işlemiyor, bomba gibi şutlarla bizleri pert ediyordu. Kazanan ise hep İbo oluyordu maalesef..
İlerleyen yıllarda Turo'lar Batı illerinden birine taşındıktan sonra İbo bize mevzuyu anlattı ama iş işten geçmişti..
Bu hikayeyi neden anlattım? Onu da söyliyim: Sedat Peker efendi, "Oğlum bak Şoför" diyor ama sonunu getirmiyor. Aynen İbo'nun taktikleri misali cevizleri tek başına götürüyor, Millete hergün füze gibi goller girerken, bizler onun iştahla cevizleri yemesini aval aval seyrediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.