Aşiti Uzun yazdı: MADDE ve BİLİNÇ (Paul M. Churchland)

Türkiyeli felsefecilerin göz ardı ettiği bir alan olan Nörofelsefe-Nörobilim-Nöropsikoloji alanının öncüsü sayılabilecek bilim insanları Paul ve Patricia Churchland.

Arzu, inanç gibi halk dilinde pelesenk olan sözcüklerin genelgeçerliliğinin beynin yeni keşfedilen özellikleriyle tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini söyler bize bu eşsiz iki bilim insanı. Peki, beyinle ilgili bu yeni keşifler neler?

Maddenin zihin, zihnin madde üzerindeki etkileri ve bu etkilerin davranışı, tutumu ve duygu diye nitelendirilen ruh halini biçimlendirişi hakkındaki bilgilerimiz çağın gereksinimlerine ve özellikle insan olmanın varoluş çabasına yetmekte midir?

Maddesel insan ve zihinsel insan diye ayrıma gidebileceğimiz yeni bir zeminin temelleri yüzyıllar öncesi Descartes tarafından atılmıştı. Peki, bu temel üzerinden hareket ederek zihnin günümüzün semantik ikliminde yeni bir tanımlaması yapılabilir mi?

John Searle’nin -dil bilimci- Çin Odası çalışması nedense Churchland çiftinin kitaplarını okurken bir köşede “Beni de işin içine katmalısın dostum!” demesi beni tamamen afallatıyor. Yeni düzen içinde teee Descartes’ten temelini alan zihin-beden ayrımında zihne somut bir özellik katabilecek miyiz?

Katarsak bu durum bize yeni varoluşsal kriz mi oluşturur yoksa başından beri varlığını koruyan bu krizlerin bir nebze de olsa dinmesini mi sağlar? Kafamda bu tarz soruların hüküm sürdüğü son zamanlarda Alfa, Beta, Gama dalgalarının beyne etkisinin düşündüğümüzden ya da düşündüğümden apayrı bir şekilde olup olmadığını sorgulamama neden oldu/sorgulamamı sağladı. (Bu sorgulamanın olumlu mu olumsuz mu olduğu henüz kendi içsel yaşantımda netliği olmadığı için iki ayrı yüklem kullanma mecburiyetindeyim.)

Saffet Murat Tura’nın ön sözüyle yayımlanmış bu eserin çevirmeni Berkay Ersöz. Çevirisi gerçekten mükemmel ve akışı bozan yargı tutarsızlığı ya da dil bilgisel yanlışlık yok. Bu tarz eserlerin çevirisi gerçekten zordur çünkü ortak olarak kullanılan -yeni bir alan olduğu için- bir dil yoktur. Terimlerin asıl anlamları yazarın zihninde olduğu için bunu oradan ince bir işçilikle çıkarmak ve okuyucuya sunmak çok büyük bir çabayla mümkündür. Her iki dilin tüm imkanlarını kullanarak bunu başarmış diye düşünmemdeki haklılığımı eseri okurken hissedeceksiniz.

Her şeyin çoğulluğu üzerinde kendimi tamamen bilincin akışına bırakmışken Zizek yumruğu yemiş gibi zihnin tasarım dünyasında kendimi bulduğum için şanslı mıyım,değil miyim, bilmiyorum. Benden daha mutlu ya da mutsuz olmaya hakkınız yok! Bir de bu pencereden bakalım maddenin ve bilincin manzarasına!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Arşivi