Mim Yavuz Binbay

Mim Yavuz Binbay

Arap-Arami anavatanında Arap-Aramiler dışında herkes konuşuyor! - 3

Beyt-nahreyn coğrafyasının bir katliam bölgesine dönmesine, Arap-Süryani-Yezidi-Kürt-Türkmen-Nusayri/Alevi kanlarıyla sulanmasına, halkların derin acılarla yoğrularak sığınmacı mülteci durumuna düşmesine seyirci kalan “üst-akıl(sız)/efendiler birden bire Neden hareketlendi?

ABD on bin kilometre öteden gelip bu coğrafyayı neden kaosa çevirdi? Bu sorunun cevabını kimse açıkça tartışmak istemiyor. Kimse de üstüne alınmıyor. Bölge devletlerinin askeri güçsüzlüğünden, iç kargaşadan söz ediliyor ama hiçbiri inandırıcı değil çünkü bu duruma zaten sizler senaryolarınızla sebep oldunuz, Obama’nın itiraf ettiği gibi 30 yıl boyunca kurguladınız. Akla tek bir cevap geliyor: "DAEŞ'e üst-aklın verdiği provokatörlük görevi sona erdi ki" dünyanın küresel gücü ABD'yle birlikte 65 ülkenin yansıra, Rusya ve İran sayesinde daha dün diyebileceğimiz bir zaman diliminde nasıl ortaya çıktığı kendinden menkul uluslararası bir terör örgütü 8 yıl sonra Trump tarafından mağlup edildiği ilan edildi!?!

Sorun bizce çok açık, her savaşta olduğu gibi bu savaşın da askeri değil, siyasi ve ekonomik bir savaş olduğunu gösteriyor. Bölge dünyanın en büyük enerji kaynağı durumundadır. Tüm kaynakların belirttiğine göre Irak'ta tespit edilmiş 143 milyar metreküp petrol rezervi var. Bu rezervin 45 milyar metreküpü Musul'da, 10 milyar metreküpü ise Kerkük'te bulunuyor. Kuzey Irak'ta tahmin edilen doğalgaz miktarı ise 3,2 trilyon metreküp. Bu miktar Türkiye'nin gaz ihtiyacını 300 yıl karşılayabilecek bir rezervi ifade ediyor. Sadece Musul ve Kerkük'le birlikte Kuzey Irak bölgesindeki petrol ve doğalgaz rezervinin toplam değeri 4 trilyon 150 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Bu gelir sadece Irak halklarını değil, tüm bölge ülkelerindeki halkları bile yüzlerce yıl refah içinde yaşamasını sağlayabilir.

İşte emperyalist güçlerin, bölge ülkeleri ve halklarını bu sebeple kargaşa ve kaos politikalarına mahkûm ediyor? İşte bu sebeple bölge DAEŞ gibi terör örgütlerinden, iş savaş tehditlerinden kurtulamıyor? İşte işin siyasi boyutu tam da burada devreye giriyor. Bugün bölgede "Yeni küresel enerji ve güç paylaşım savaşı" yaşanıyor.

Tüm bölge ülkeleri ve halkları gençlerinin, bebeklerinin kanlarını canlarını feda ederek belirsiz veya işbirlikçilik vaatleri karşılığında emperyalistlerin petrol ve gaz enerji hatlarını kontrolü hedefleyen senaryolarının kirli emellerine boyun eğmemelidir.

Çözümü kendi birliklerinde Arap-Kürt-Türk-Türkmen-Süryani-Ermeni-Nusayri/Alevi-Sünni-Hristiyan-Şii-Yezidi hep birlikte yaşama koşullarını ve paylaşma projelerinde aramalıdırlar. Bu çatışmalar bölge halkları arasında kalıcı güvensizlik tohumları atıyor. Bölge halklarının dinamikleri halklarının esaretine, vatanlarının yıkımına sebep olacak emperyalizmin bu köhnemiş oyununa gelmemelidir. Arap atasözünde dendiği gibi “Yakın komşu, uzaktaki akrabadan evladır.”

Sonuç olarak; Artık bir katliama dönüşen Suriye’deki iç savaşın, tüm yabancı unsurların Suriye sınırları dışına çekilerek Suriye’deki sorunları Suriye asıllı tarafların görüşmeler yoluyla çözmesi için duyarlı ve etkili tüm devletlerin, kurum kuruluş ve şahsiyetlerin bu konuda duyarlılık göstermesi gerekliliği elzemdir.

Medya ve politikacılara, sınırın her iki tarafında da Arap, Kürt, Süryani, Ermeni, Alevi, Sünni, Nusayri, Hristiyan, Marunî olduğunu hatırlatır. Yazılarında ve açıklamalarında bir tarafı tutarken diğerlerini karşısına alarak rencide edecek, hedef gösterecek, rahatsız edecek söylemlerden ve belirlemelerden kaçınmaları gerekir.

Güven ruh gibidir, terk ettiği bedene asla geri dönmez… Shakespeare

Not: İki yıl önce yayınladığım bu yazımı gündeme uygun olması sebebiyle güncelleştirerek yayınlıyorum. (SON)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mim Yavuz Binbay Arşivi