Mim Yavuz Binbay
Amerikan baharı! -II
Bunun ardından da Deniz Piyadeleri Komutanı Orgeneral Robert B. Neller paylaştığı mesajda, "ABD Deniz Piyadelerinde ırkçı nefret ya da aşırıcılığa yer yok. Çekirdek değerlerimiz olan onur, cesaret ve fedakârlık, deniz piyadelerinin yaşam ve davranış biçimini şekillendiriyor" diye yazdı.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mark Milley de yaptığı açıklamada, "Kara Kuvvetleri, rütbelerimizde ırkçılığa, aşırıcılığa ya da nefrete müsamaha göstermez. Bu, değerlerimize ve 1775'ten beri savunduğumuz her şeye aykırıdır" dedi.
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral DaveGoldfein, "Çalışma arkadaşım kuvvet komutanlarının yanındayım, biz birlikte olduğumuzda her zaman daha güçlüyüzdür, bizi havacı yapan budur..." ifadesini kullandı.
Bu durum birçok dönemde ülkemizde ve dünyadaki birçok devletin ordularını dizayn ederek siyasete müdahale ederek hazırladığı darbelerin durumuna ne kadar benziyor değil mi?
Bugün minyatür Kuzey Kore'yi ve İran’ı tehdit ederken kendi nükleer silahlanmasını yok sayıp bu ülkeleri nükleer tehdit olarak sunması, uluslararası vicdanda ne kadar kabul görebilir ki? Filipinler, Venezüella, Katar, Türkiye vb. önüne gelen ülkeleri tehdit eden ancak dikkate alınmayan (iplenmeyen) ABD Bir başka açıdan "Süper gücüyle rezil olmak" kavramına hayat veren ülke durumuna düşmüştür?
Tüm bunların yanı sıra Başkan Trump, kendi seçmen tabanını oluşturdukları için bu ülkeyi karanlık çağlara götürmeyi amaçlayan Neo-Nazilere karşı hoşgörü ile yaklaşmaktadır. Ülkenin kurucuları olan Washington'un ya da Jefferson'un isimleri, bu kargaşada ırkçı söylemlere sakız edilmektedir.
Bir finansal değerlendirme kuruluşu olan Fitch, ABD'li yetkililerin borç tavanını yükseltme konusunda anlaşamamaları durumunda ABD'nin AAA olan notunun tehlikeye gireceğini duyurdu. Yani kredi notunu düşürebileceğini ifade etmektedir. Tüm bu gelişmeler bizlere ne kadar tanıdık geliyor değil mi?
ABD işgal ettiği Afganistan’ı, Irak'ı, iç savaşa sürükleyerek Suriye’yi, Yemen’i, Libya’yı yakıp yıkıp perişan etti. Ve şimdi ABD'nin kendisinin durumu bu ülkelere ve SSCB’nin dağılışından sonraki Rusya’nın o süreçteki durumuna o kadar çok benziyor ki.
Başkan Trump’ın "Bizleri bölen yaralarımızı iyileştirme zamanı geldi. Artık bizleri birleştirecek, yeni bir birlik sağlayacak ortak değerleri bulmalıyız. Bizler tek devlet, tek vatan ve tek milletiz" söylemi sanki bir yerlerden kopyalanmış ama tam yerine oturmamış izlenimi vermektedir.
Müflis esnaf borçlanma faizi oranını hiç düşünmeden hatta tefecilerin bile ağzının suyunu akıtacak vaatler sıralar. Çünkü çökmenin farkındadır bataklığın dibine sürüklenir kurtulma çırpınışları içindedir. Tefeci kategorisi bu durumu iyi bilir ve böylesi müflislerden uzak durur. Ancak “uyanık kerizler” veya “cin olmadan çarpma hevesinde olanlar” vb. bu vaatlere kapılınca aynı batağa sürüklenirler. Dimyattaki pirince gidince evdeki bulgurdan olurlar. ABD müflis esnaf konumundadır, konumunu korumak için özellikle yeni bağlantılarına vadettiği aşırı dozdaki orantısız vaatleri ve ilişkileri de bu yöndedir.
20 yüzyılın emperyalizmin sözcü duayeni ABD ile stratejik ortaklık kurmayı hedefleyenler, kuracakları ilişkiler öncesinde ABD’nin eski klasik dünya jandarması, isteklerini dikte ettirerek kabul ettiren süper güç konumundan çok uzak bir konumda olduğunu hassasiyetle değerlendirmelidir. Aksi takdirde onunla aynı batağa sürüklenme veya daha önceki tarihsel dönemlerde olduğu gibi bir anda yüzüstü bırakılma riskinin çok yüksek olduğu unutulmamalıdır.
“Arap Baharı” senaryosuyla Arap coğrafyasının baştan başa yıkılmasına, milyonlarca insanın ölümüne, vatansız mülteci durumuna düşmesine sebep olan, Arap katliamını dizayn eden ABD’ye “Amerikan Baharı” hayırlı olsun. Alma mazlumun ahını çıkar ahasteahaste!
Amerika’ya demokrasi gelmesi dileğiyle! (SON)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.