Yaşo'ya ne olmiş?

.. /Yaşar henüz onyedi yaşında lise öğrencisi bir delikanlı... 12 Eylül öncesi siyasi derneklerde eğitim ve seminer çalışmalarını sıkı bir şekilde takip eder ve abiler tarafından kendisine verilen kitapları elinden düşürmezdi. Okur, araştırır ve sorardı... Kafasına takılan sorulara hep yanıt arardı.

Yine bir seminerden sonra herkesin içinde semineri veren abiye bir şey sormak için parmak kaldırır ve sorusunu sorar:

- Abi deminden beri Sovyet Devrimini anlatıp durdunuz. Troçki, Stalin tarafından neden öldürüldü?

Semineri veren abi:

- Troçki karşı devrimci olduğu ve Sovyet sosyalizmine zarar verdiği için öldürüldü.

Yaşar:

- Öldürülmeyip ikna edilemez miydi?

- Hayır, devrimin düşmanları affedilmez!

Yaşar:

- Peki, bu Troçki ne yapmıştı da öldürüldü?

Seminerci abi:

- "Sürekli Devrim" tezini savunmuştu; Devrimin Avrupa’ya ihraç edilmesini ve Avrupa’daki işçi sınıfının sosyalist iktidara kavuşması ile Sovyetlerdeki sosyalizmin de rahata kavuşacağını ve Emperyalist kuşatmanın etkilerini azaltacağını savunuyordu.

- Ben de onun gibi düşünüyorum! Dediğinde Seminerci abinin yüz ifadesi allak bullak olmuş ve Yaşar'a bağırarak:

- Hıııı demek sen de Troçkist oldun öyle mi?

Herkes evine gitmişti o gün, öteki gün dernekte "Yaşo Troçkist olmuş" dedikodusu almış başını gitmişti. Herkes, "Duydun mu Yaşo Troçkist olmuş!" diye birbirlerine taze haberi büyük bir şaşkınlık ve heyecanla veriyordu.

- Ne olmuş ?

- Yaşo Troçkist olmuş?

- Yok yahu! halla hala!

- Nasıl olmiş?

- Valla bilmiyorum öyle diyorlar!

- Vay şerefsiz vay!

Bu haber kısa sürede Yaşo'nun abesi Kemal'in kulağına da gitmişti. Kemal Troçkizmin ne olduğunu bilmiyordu ama herkes karşı çıktığına ve bu kadar konuşulduğuna göre çok kötü bir şey olmalıydı diye düşünüyordu. Kemal çok sinirlenmişti. Evde Yaşar ile karşılaştığında kıyamet kopmuştu. Birbirlerini kıyasıya dövdüler. Ana-baba konu komşu başlarına toplanmıştı. Neyse ki kısa sürede kavga sona ermişti. Ama dedikodular almış başını gitmişti. Hele kapı önünde toplanan kadınlar magazin habercilerine taş çıkartacak mizansenler bile oluşturmuşlardı.

- Ne olmiş, ne olmuş? diye soran bir kadına, herkes farklı bir şey söylemişti.

- Yaşo'ya çok kötü bir şey olmuş!

- Ne olmiş kız?

- Valla ne olmişsa Dernekte olmuş diyorlar…

Kadınlardan biri yanındakilerine fısıltılı ve heyecanlı anlatıyordu:

- Dernekte Yaşo ile bir adam ayıp bir şekilde basılmış…

- Yok yaaa! Hiç de öyle bir çocuğa benzemiyordu vah vah

---Demek Yaşo İ.ne olmuş yazık, yazık çok yazık!

Yaşo'nun "i.nliği" kısa süre içinde dalga dalga, kulaktan kulağa yayılırken, O, hiç kimseye derdini anlatamamanın verdiği üzüntü ile kendi kendini paralıyordu. Anlatılanlara göre Dernekte Yaşar kendisinden yaşça büyük bir adamla pis bir vaziyette yakalanmıştı. Bu yüzden ailesi ve çevresi tarafından adeta lanetlenmişti. Biraz düşündü ve bu memleketi terk etmesi gerektiğine karar verdi. Çünkü artık herkes ondan söz ederken “İ.ne Yaşo” diyordu.

Evet, nereden, nereye, Troçkizmden İ.neliğe… Sonra uzaklaştı doğup büyüdüğü ve uğrunda mücadele ettiği toprakları ve insanları gerisinde bırakarak…

Bu olanları anlatırken hüzünle sigarasından bir nefes çekti ve gülümseyerek:

- Biliyor musun abi, aslında az da olsa İ.neliğin faydasını görmüştüm. 12 Eylül’de bütün arkadaşlarım yakalanmış ve hiç kimse benim adımı polise vermemişti, ne de olsa “İ.neydik artık” derken kahkahayı da patlatmıştı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Gülmüş Arşivi