Aziz Gülmüş
Xosrof Kaçkaizade
.. /Orta yaşlı, oldukça konuşkan ve güler yüzlü biriydi. Anlatılanlara göre İran’da Şahın devrilmesi ve Humeyninin iktidarı ele geçirmesi sonrası Van üzerinden sınırı geçerek Türkiye'ye İltica etmiş. Çoluk çocuğu İran'da kalmış bir subaymış.
İltica ettiği günlerde Türkiye'de 12 Eylül Faşist darbesi olmuş ve onu gözaltına alıp sorgu ve işkencelerden sonra bizim koğuşa getirmişlerdi. Azeri Türkçesi konuşan ve o dilde sık sık türkü söyleyip ağladığına defalarca şahit olmuştuk.
Bir gün bütün koğuş işkenceden geçiyorduk. İşkencede Xosrof'un gür sesle ağlayıp gardiyan askere yalvarmasını hiç unutmuyorum..
- Men İrandan kaçmişam, sizin bayrağınıza, torpağınıza sıxınmişam.. Çocıxlarım Xumeyni'nin elinde kalmış! diye bağırıyordu.
Gardiyan Askerlerden biri:
- Ağlama lan y.vş.k ! bak seni Humeyniye teslim ederiz haaa!! diyerek bir yandan da kahkaha atıyordu.
İşkenceler bittikten sonra ranzasına çekilip Azeri lehçesi ile çocuklarını anımsayıp çok yanık bir türkü okumaya başladı ağlayarak. Onun bu durumunu gören birçok arkadaş ta ağlamasına eşlik edip hüngür hüngür ağladık.
Biz "Vatan hainleri" Xosrof'la ağlayıp acısını paylaşırken, "Vatan, Bayrak Sevdalısı" gardiyan Askerler işkenceler eşliğinde kahkaha atıyorlardı.
***
Hakkımda devam eden "Hakaret davası" sonuçlandı. Neyse ki adli para cezası ile tecziye (*) edildim. Ben tecziyeyi "terziye" diye anlamış, nerdeyse gidip takım elbise diktirecektim.
(*) Tecziye: ceza verme, cezalandırma.
***
Xalê İsmet’ten
Artık ben de şezlonga uzanıp üstünde Algida yazan şemsiye gölgesinde serinlemek istiyorum.
Çok şey mi istiyorum?
Ez herim zozanê; Gun bikim gunê baranê…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.