Veysi Ülgen
Veysi Ülgen yazdı: Belki Kent’in hafızasına Düş’ecekti
Bugün bu köşede ikinci yılı geride bırakıyorum. Günlük yoğunluk içinde sürekli yazmak yorucu görünebilir. Hem çalışan hem de başka sahalarda da iki dilli yazan biri olarak yorucu görünmesi de çok doğaldır.
Belki bu satırların yazarı gibi bu zorlu ülkede yaşayan bir çok kişiye yazmak, iyileştiricidir.
Belki de bu ülke de yaşamanın bir sorumluluğudur.
Ve bu ülkenin tarihi bir kentinde yaşamanın ‘özel ‘bir sorumluluğudur.
Köşe yazıları genelde günceldir ve siyasidir. Ve de makale olarak okuyucuya sunulmaktadır.
Makaleler, etkisi yazarın kalemine göre değişen siyasi değerlendirmeleridir. Değerlendirmeye göre yazarın bir siyasi duruşu ortaya çıkar. Bir okuyucu kitlesi oluşur.
Bu siyasi duruş eskiden daha çok muhalif ağırlıklıydı. Ancak medyanın büyük kesiminin iktidarın etki altında olduğu günümüzde iktidar yanlısı makaleler daha ağırlıklıdır. Bugün basın alanı vahşi kapitalizmin dişlileri arasında öğütülmektedir. Ekonomik baskı ve mevcut gerçeklik basının tarafsızlığını olumsuz etkilemektedir.
Hem muhalif gazeteler zayıftır.
Hem de muhalif olarak yazmanın bedeli vardır. Gerçekten, bugün için muhalif olarak köşe yazmak ateşten gömlek giymektir. Yine bu köşeleri yayınlayan medya sahipleri de ateşten gömlek giymektedir.
Bu açıdan muhalif basında etkili muhalefet yapmak çok zordur. Ancak zoru başaran, tarihe not düşen gazeteler ve onların yazarları da vardır.
Etkili muhalif yazmanın bir yöntemi de kara mizah yazarlığıdır. Bu da edebiyatçı muhaliflerin tarzıdır. Kara mizah sistemle hem dalgasını geçer, güldürür hem de ince bir gönderme yapar. Kara mizah toplumun her kesimine hitap eder. Bu açıdan siyasi iktidar kara mizah tarzı muhalifliğe daha temkinli yaklaşmak zorunda kalır.
Kara mizah kitaplar ve filmlerle topluma sunulur. Zaten genelde edebiyat kitleler de hikaye, şiir ve roman olarak bilinir. Ancak gazetelerde ki köşe yazılarında kara mizah tarzı fıkra veya hikaye yazarlığı geleneği de vardır.
Bu köşede çıkan makaleler hikaye olarak okuyucunun karşısına çıktı. Bu kesinlikle bir tercihti.
Binyılların mirasını taşıyan bu kent son otuz yıl öncesine kadar birçok birikim ve gelenek aktarmıştır. Ancak son otuz yılda bu birikimlerin, geleneklerin hatta bin yılların eseri yapıların tümden sarsıldığı da bir gerçekti. Kentin yaşadığı değişim ve dönüşüm normalüstü ve insan eliyle örgütlü gerçekleştirilen bir değişim dönüşümdü.
Bu köşede bu normal üstü değişim ve dönüşümün bir kesitinin hikayeleri yazılmıştır.
Bu köşede okuyucuya sunulmuş hikayelerin bir kısmı, köşenin adı’ Kent Düş’tü’ olarak J&J yayınlarından çıkıyor. Kitapta köşede uzun oldukları gerekçesiyle çıkmayan kent hikayeleri de var. Kitabı basan J&J yayınlarına ve Yenigün gazetesine teşekkür ediyorum.
Mekanları ve yaşanmışlıkları gerçek olan bu hikayeler, toplumsal hafızamıza belki bir katkı olacaktır.
Daha önce ‘Hêvîyên Bakur’ serisi Kürtçe yayınlanan üç roman ( Kevirên Şewitî, Razên Şîn, Berfa Sor) bunun için yazıldı. Kürtçenin daha kitlesel okunacağı gelecekte bu romanların, toplumsal hafızamıza bir katkı olacağına inanıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.