Şükran Taşdelen

Şükran Taşdelen

Seçimlerimizle Sınanmak

İnsan dilediğini yapabilecek kudrette yaratılmış bir mahluktur. Hayatını şekillendirirken kendisine en güzelini seçmeye çalışır. Azına razı olmaz en fazlasını, en değerli olanını ve sürekli gelecek bir akarı ister. Yaptığı seçimler böylece sayısız kez tekrarlanır. Bazen kendi menfaatine göre sonuçlar doğurur, bazen de hiç ummadığı ve hoşnut kalmadığı sonuçlar verir. Böylece insan seçimleriyle sınanır. Zira hayat bir seçimler toplamıdır. Hayatın artıları, eksileri, tatlıları acıları bu seçmelerle belirlenir.

İnsan genellikle tercihlerini yaparken o anki şahsi maslahatına göre karar verir. Kendisine faydası ne ise azami dikkati buna gösterir. Zira insan hep kendine ister. Hatta o kadar bencilce davranır ki elinde olsa tüm dünyayı mahrum eder ama kendine en iyisini, en güzelini, en fazlasını almaya çalışır. Hiç bir insan bu tür zaaflardan soyutlanmış değildir. Her insan bu insani dediğimiz özellikleri taşır ve zaman zaman da hayatın sınanmaları içinde tercihleriyle yüzleşmek, hesabını vermek zorunda kalır.

İşte böylesi bir yüzleşmelerde en ilginç olan şudur ki; eğer tercihinde isabet etmiş ve azami faydayı görmüş menfaatlerine ulaşmışsa insan sevinçlidir, her şeyi hak etmiş olduğunu kasıla kasıla ilan eder. Olur ki bu seçiminde ezip geçtiklerini, hakkını gasp ettikleri varsa onları hiç düşünmez, aklının ucundan bile geçirmez. Fakat tersi olur da menfaatinin zararına ve isabetsiz davranmışsa bu kez de hararetle bir günah keçisi aramaya ve tüm zararı ziyanı ona yüklemeye çalışır. Ortalığı velveleye verir, kendisinin hiç bir suç ve günahı olmadığına, sütten çıkış ak kaşık olduğuna yeminler eder. Varsa yoksa günah keçisidir sorumlu olan.

Tüm olay insanın menfaati eksenin döndüğü için sadece kendini düşünen bir insan bir başkasının zararını veya karını düşünmez, düşünmek istemez. Çünkü kimse değil, en çok kendisi layıktır her şeye! Kendisine bir faydası yoksa olan bitenin, kendisinden sonra tufan kopsa yüreği titremez! işte insanı zalimleştiren, sadistleştiren, insanlıktan çıkaran özellikleri burada düğümleniyor. Tek bir kişi için dünyayı ateşe verebilir; tek şartla o kişi kendisi ise!

Ne büyük aldanış ve ne büyük bir zaaf! İnsan kendini tükettiğinin farkına varmaz. Oysaki insan tek başına yaşayan bir varlık değil, aksine başkalarına şiddetle ihtiyaç duyan biri. Böyleyken birlikte yaşadığı toplumuyla aynı menfaatlere ulaşmayı neden düşünmez de hep kendini düşünür? Neden ortalama olmayı düşünmez? Neden herkesle aynı şeylere sahip olmayı veya aynı haklara sahip olmayı istemez? Eşitlik kavramı kendi nefsi söz olunca güme gidiyor doğrusu. Seçkin olma, herkesten bir adım önde olma ve kayrılma isteği insandaki en yakıcı zaaflardandır. Her şeyi özenle kendine ister ama ortaklar istemez. Peki, çoğunluğun değil de azınlığın ya da bir kişinin menfaatini neden önemser insan? Toplumu bir kişiye feda eden bu mantık toplumsal yaşamı tarumar eden bir yönelim değil midir? Zira azınlığın çıkarı söz konusu olduğunda, insan hayatının üzerinde yükseldiği temeller yamulur. Adalet, eşitlik, hak, hukuk ilkeleri bozulur. herkes bilir ki bozmak ve yıkmak birkaç dakikayı alır, fakat yapmak ve inşa etmek yılları, ömürleri alabilir.

Bu yüzden bir seçim arifesinde seçimlerimizi neye göre hangi ilkelere göre yapacağımızı belirlememiz hayati önem taşıyor. tercih ve seçilerimizi yaparken bir terazi kullanalım, artıları eksileri tartalım. kimseyi hatasız ve kusursuz görmeden, karşımızdakilerin de bizim gibi insan olduğunu hatadan uzak olamayacaklarının bilinciyle düşünce terazimize en yakın şekilde tartalım. belki seçimimiz yüzde yüz doğruyu vermeyecektir. eksiklikler olacaktır. ancak hiç olmazsa sadece kendimizi bencilce düşünmeden, ülke ve milletimize en hayırlısını seçme niyetinde olarak tercih yapalım. sanırım ki böyle bir niyet seçimlerin sonuçlarını da etkileyebilme kudretinde olacaktır.

Şunu bilelim ki "Tarih ders almayıştır. Tekerrür etmesi de bundandır." Bu yüzden tercihlerimizi yaparken akıl ve izan ile, basiret ve feraset ile yapmak gerekmektedir. Süreci yaşarken bütünüyle hem kişisel hem toplumsal mesuliyetlerimizin farkında olarak seçim yaptığımızın bilincinde olmalıyız. dostlar pişmanlık duymayacağınız seçimler yapmanızı dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şükran Taşdelen Arşivi