Ramazan Karadeniz

Ramazan Karadeniz

Ramazan Karadeniz: Dicle Kitap Atölyesi

Muhterem Okurlarım,

Malumunuz Diyarbakır tarihsel geçmişi çok eski tarihe tekabül ediyor. Çeşitli etnik kimlikleri; din, ırk, dil, mezhep ayrım gözetmeksizin tüm insanlığa kucak açmış medeniyetlerin kesiştiği misafirperverliğiyle çoğu kültüre örnek teşkil etmiştir. Çoğu yazarın, şairin, sanatçının yetiştiği bu kente ve gelecek nesillere daha aydınlık bir gelecek yetiştirmek ideasını vesile olmak üzere biz bir grup kitap sevdalısı olarak “Dicle Kitap Atölyesini” kurduk. Dolayısıyla bizim buradaki gayemiz çeşitli meslek grubu olarak bir araya gelip yeni fikirlerin ortaya çıkarıp yeni nesil zihinlerine kitap sevgini, tutkusunu aşılamaktır. Kaldı ki yeni jenerasyon sosyal medya bağımlılığı sebebiyle günden güne kitap okumaktan uzaklaşıyor ve kitap dünyası okuru kan kayıp ediyor. Ne yazık ki artık okumanın ikinci plana atıldığı bir çağa geçiyoruz. Sözüm ona bu çağın popüler göstermelik medeniyetin ve kültürün tavan yaptığı bir dönem olduğu farz edilmesine rağmen kitap okuma git gide önemsizleşmektedir. Birey ve toplum kendi kabuğuna çekilmiş elini, eteğini kültür ve sanattan çekerek yaşamaktadır. Sanatta ve kitaba dokunmadan sadece sosyal medya mecralarında kitap kapaklarına ve kahve-kitap fotoğraflarına aşinadır. Sanat yeni nesil için sosyal medyada göstermelik birkaç söze indirgenmektedir. Günümüz gençliği sanattan, edebiyattan ve okumaktan çok uzaklaşmaktadır. Oysaki insanların yaşanılabilecek en güzel bir dönemde geçerken insanlık için daha güzel şeyler yapılması elzemdir. Güzel düşünceler zihinde kaldıkça küflenip son kullanma tarihleri geçer. Bizler asla son kullanma tarihi geçmeyen kitaplarla yoldaş olup bir yola çıktık.

Gelişmiş toplumlara gıpta ederek geçen bir ömrün, yaşamın sonunda hiçbir şey hayat küfesine doldurmadan geçen bir hayatın sonunda kocaman bir hiçten başka neyi arkamızda bırakabiliriz ki? Biz insanlar hayatımıza güzel şeyler kattıkça, anlamlı ve güzel günler bize kucak açacaktır.

Geriye baktığımızda bize kalan en büyük miras şüphesiz ki güzel anıların toplamında bilgiyle harmanlandığımız ve doruklarda kitapların dostluğundaki hazdan başka bir şey değildir. Bizi her halimizle kucaklayan kitaplardır. Onlar derin bir mana ile bakıldığında gizli ve en sadık yoldaşlarımızdır. Ne kadar zaman geçerse geçsin hep zihnimizin bir köşesinde bize yol gösterir. Duygulanıp çaresiz kaldığımızda en güvendiğimiz liman kitaplar değil midir? Bugünkü dünyayı hayal edin… Gökdelenleri, arabaları uçakları, telefonları, interneti düşünün; daha sayamadığımız niceleri var. İnsanlık bu konforu neye borçludur. Nice icatların mucidi kimdir? Kime miras kalmıştır? Gelinen noktada bizler bunları bile bile sırtımızı kitaplara dönemeyiz.

Bu çağda çağdışı bir yaşama tabiliyiz. Kaldı ki ortaçağdan aydınlanmaya geçişin özlemiyle tavrımızı ve gücümüzü ortaya koymanın tam zamanıdır. Biz “Dicle Kitap Atölyesi Ailesi“ olarak entelektüel bir perspektifle hep ileriye kitabın rehberliğinde yola çıktık. Yeni nesle rehberlik etmektir gayemiz. Günümüzde ne yazık ki kitap sadece bir süs eşyası veya göstermelik bir nesne olarak raflarda yerini alıyor. Zira kitap hayatımızın her yerinde rehber, olması gerekirken aksi yaşanıyor. Bu aymazlığın aktörü ortaçağ zihniyeti mi? Kitap sevdalılarının silkelenmelerinin tam zamanıdır. Bu sesleniş ve uyanış yazımızın sonuna gelmişken buradan bize kapılarını açıp misafirperverliklerinde dolayı “Şuâra Kültür ve Kafeye” şükranlarımızı sunarız.

Bu vesileyle tekrar “Dicle Kitap Atölyesi” hayırlı olsun.

Ruhumla kalbinizi selamlıyorum…

Başka bir yazıda görüşmek dileğiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramazan Karadeniz Arşivi