Ardı arkası kesilmeyen bir toplumsal kriz yaşıyoruz.

Ekonomik krizden bahsetmiyorum; asıl kriz insani.

Nasıl mı?

İnsanları neredeyse aynı paydada buluşturan ve önlenemez bir hala olan sorunun odağı toplum…

Daha doğrusu, tüm ahlaki ve insani değerleriyle toplumsal bir dönüşüm.

Her ne kadar bunun tek sebebi olarak gelişen teknoloji gösterilse de; çok mnemlş bir gerekçe olsa da tek bir başlıkta sadece teknoloji değil.

Buna çanak tutan bir ideolojik, siyasi anlayış da bunun hızla yaygınlaşmasında oldukça etkili bir neden.

Şimdi nereden tutarsanız elinizde kalacak ve gerekli bir üst akılı devre dışı bırakan toptan bir anlayış var.

Basitçe herkesi aynı çatıda (çıkar-fayda) potasında buluşturan siyaset üstü durumu anlamaya çalışalım.

Bir kere merkezde kazan-kazan anlayışı var.

Hangi taraftan, ideolojiden, siyasetten yana olursa olsun; herkesi bir şekilde bir potada eriten bu anlayışı bu ahlaki bozulma üzerinden büyük mü büyük bir ittifak oluşturmuş durumda.

Bunun en iyi motive aracı da para…

Neden olmasın?

Bir de merkeze bunu emek sarf etmeden kolay kazanacak anlayışı yerleştirdin mi tamamdır.

Bir yandan dini, siyaseti diğer yandan illegal yapılanmayı beraberinde getiren çeteleşmeyi ve hukuksal bozulmayı da getiren anlayışın bir paydada buluşması ne kadar tuhaf değil mi?

Söz konusu para olunca motive olmak bir hayli kolay.

İşte üst perdede böylesi bir anlayış hakim.

Hem de her şeyi bir kenara bırakıp, diğer taraftan da tüm insani, ahlaki, vicdani değerleri savunuyormuş gibi yaparak kahramanlaşırken oyunun aslında tam da merkezinde yer alıyor.

Bildiğim kadarıyla üstten anlattım, anladığım kadarıyla…

Sonunun karanlık ve uçurum olduğu bir yolun uçurumuna yokuş aşağı ve balataları yakarak son sürat gidiyoruz.