Diyarbakır; Husumet şehri
Kentte husumet kaynaklı kavgalar bir türlü bitmek bilmiyor!
Peki, bu “husumet”le kavramlaştırılan kavgaların ayrıntısı ne?
Kulağımıza pek çok şey değiyor.
Özellikle Bağlar’da olanlar için uyuşturucu satıcılarının alan kavgası deniyor.
Bitmek bilmiyor; güvenlik görevlilerinin baş belası bir yer.
Uyuşturucu satıcılığı öylesine bir hal almış ki; bakıyorsunuz simitçi kılıklı biri tezgahını kentin orta yerine atıyor ve satıyor da satıyor.
Bakıyorsunuz başka kılıfta birileri aynı tezgahtan nasipleniyor.
Emniyet yetişemiyor.
Teksas’a dönmüş şehir. Silahsız gezmeyen belalı tipler, tefeciler, fuhuş başlı başına bir sektör.
Arazilere çökenlerin başına polis çöküyor, arkadan iş bir şekilde devam ediyor.
Yasadışı kumar ve bahis oynatılan yerlerin haddi var hesabı yok.
Geçen işyeri kılıfına bürünmüş bir yerde verir misin vermez misin kavgası 1 ölü, 4 yaralı ile düştü önümüze.
Bir kısmı organize olan gruplar birer cephanelik gibi.
Bakıyorsunuz bir işyeri kurşunlanıyor, her an patlamaya hazır üzerlerinde en iyisinden yarı otomatik silahlarla gençler emre amade etrafı kolluyor.
Nereden geliyor bu kadar silah, nasıl bu kadar kolay satılıyor?
Alta alta koyun; Uyuşturucu, fuhuş, kumar, bahis, tefecilik, haraç ve kara para…
Diğerlerini saymıyorum bile.
Tutturduğu illegal yolun yolcusu insanlar cirit atıyor.
Şehri bir baştan bir başa saran zehirli bulut gibi…
Hani huzur kenti yapacaktınız?
Yoksa huzurdan anlaşılan terörden temizlemek mi?
Başardınız ve görünen öyle; peki bu da terör değil mi?
Yazık, kent bir baştan bir başa kokmaya başlamışken ve henüz yol yakınken bir şeyler yapılmayacak mı?
Not: Yazıyı bir gün önce kaleme almıştım. Sabah Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nün Diyarbakır merkezli 'örümcek suç örgütü' operasyonuyla sevindim. 20 gözaltı varmış, umarım devamı gelir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.