Diyarbakır’a ilk kez giden yerli turistler, izlenimlerini başka bir ülkeye gitmiş gibi paylaşıyorlar. Ezberleri bozuluyor haliyle.

İlgi, samimiyet, ikram ve güven duygusu coğrafyamızda aranır duruma geldi zira

1982 Anayasa oylamasındaki dik duruşuyla, başta Kenan Evren tarafından çizilen, kayyum darbelerine rağmen Hdp’den vazgeçmeyen kadim kente reva görülen ambargo, kenetlenen insanların basiretiyle hükmünü yitirdi.

Sosyal medyayı doğru kullanan gençlerin bu dönüşümdeki payı inkar edilemez.

Hafta sonları otellerde yer kalmıyor. Lokantalar tıklım tıklım. Tarihi yerlere gösterilen yoğun ilgi şaşırtıyor.

Yıllarca terörün merkeziymiş gibi yaratılan resmi algı da tarumar edildi böylece.

Gidin, daha çok gidin kardeşim! Kül olmaya çoktan yüz tutmuş geleneklerle karşılanacak ve şaşırmaktan zevk alacaksınız.

…

Yeni facebook:

Akışta arkadaşlarımın paylaşımlarını göremiyorum.

Neler dönüyor bakalım.

Yemek tarifi.

İlaç.

Kozmetik.

Fetişistler için ayak, popo.

Yılan.

Manzara.

Aforizma.

Pazarlama.

Reklam.

Yeşilçam.

Yalan manşet.

Hava durumu.

Reels saçmalık.

Vs. Vs. Vs…

…

Hırslarınızı kontrol edince başka boyuta geçiyorsunuz. Ertelediğiniz zamanlarla yüzleşme nöbetleri…

Kabus: 1

Vijdan'nın mesaisi gece 24.00'de başlar... Hugo, ''Tanrı'' demiş vicdana. Kimse kutsal değil. Ben, ''düşman'' diyorum. İçinde pişmanlık, vefasızlık, özlem, hasret ne ararsanız var sizi bozan.

Muhabirler saf yolculara soruyor bazen yerli yersiz, ''Dünya'ya bir daha gelseydiniz ne olmak isterdiniz?''

Bu ihtimalin bile ışığı var.

Bizden neler neler olurdu...

Şans da olmalıymış, bunu öğrendik en azından.

Kabus: 2

Karanlık... Belki başka bir renktir, bilmiyoruz henüz.