![Aziz Gülmüş](https://cdn.diyarbakiryenigun.com/author/67_b.jpg)
Aziz Gülmüş
Aziz Gülmüş yazdı: Ateşlerde Donmak
.. /İki küçük arkadaşım vardı artık, görünce neşelenip arkadaşlarına, "Xalê Eziz haaattt! " diye sevinçle bağırıp haber veren Rûken ve Dilba.
Mümkün oldukça onları her ziyarete gittiğimde eli boş gitmemeye çalışıyordum. Çikolata, bisküvi, şeker ne bulursam beraberimde götürüp, onların sevinçlerinden kendime doğru mutluluk kanalı açıyordum. Onlar sevindikçe benim mutluluğuma da zirve yaptırıyorlardı.
Acıyor muydum, yoksa kendi çocukluğumun gözyaşlarını dindirmeye mi çalışıyordum? Bilmiyorum.. Bildiğim tek şey onların sevinçleri ile çocuklaşıyor bu zalim dünyanın dert ve tasalarından geçici de olsa uzaklaşıyordum.
Rûken bazen mızıkçılık yapardı. Arkadaşlarından hangisini daha çok seviyorsa limonlu şekerleri ona kıyak çekip torpil yapardı. Bu yüzden onlara o gün şeker götüreceksem limonlu olandan daha çok alıyordum.
Sonra başlardı koyu sohbetlerimiz köyün akşamüstü dam serinliğinde. Minderlere kurulup yastıklara sırtımızı dayayarak püfür püfür esen rüzgarlara karışırdı gülmelerimiz..
"Ne zaman döneceksin İstanbula?" diye sorduklarında "Çok yakında" dediğimde hüzünlenip üzüldüklerini farkederdim. "Yine geleceğim, neler istiyorsanız bana söyleyin, geldiğimde getiririm" dediğimde yüzlerinde az önceki hüzün kaybolurdu. Hazan mevsimi ardından baharlarda açan tomurcuklar misali..
"Xalê Eziz cillê zivistanê dixwazim.." dedi Rûken. Dilba ise biraz düşündükten sonra , "Ez jî cillê Televizyona dixwazim!" (Ben de televizyondaki elbiselerden isterim) dedi. Karşılıklı kahkahalarımız esen rüzgarlara karışırken önümüze kaçak çaylarımız da konmuştu. Bir bardaktan sonra çaylarımızı ısrarla tazelemek isteyen ev sahibine Kürdçe, hava zaten sıcak içince terliyorum diyerek artık içemeyeceğimi söyledim.
Biraz sonra yanıma yaklaşan Rûken bir yandan gözlerime bakıp sanki birşey söyleyecek gibi dururken, diğer yandan evin büyüklerinden çekindiğini belli ediyor gibiydi. Evin büyükleri ona, "Dayını rahatsız etme! " diye kızmalarına rağmen o, hala bana yanaşıp ısrarla birşeyler söylemek istediğini farkettim. Sonunda dayanamayarak uzaktan, "Xalo tu dew dıxwazi?" (Dayı ayran ister misin?) dediğinde bütün hüzün, gam ve keder bir anda kaybolmuş ve herkes kahkaha atmıştı..
Aziz Gülmüş yazdı: Hala gülüyor
02 Temmuz 2024 Salı 00:30Aziz Gülmüş yazdı: Köyün sembolü; Şahide
26 Haziran 2024 Çarşamba 00:30Aziz Gülmüş yazdı: Yangın Bölgesinden…
25 Haziran 2024 Salı 00:20Aziz Gülmüş yazdı: Ormana bakarken, ağacı görmemek
20 Haziran 2024 Perşembe 00:30Aziz Gülmüş yazdı: Son pişmanlık: Min ... xwar!
06 Haziran 2024 Perşembe 00:20Aziz Gülmüş yazdı: Sofî Mihê
04 Haziran 2024 Salı 00:30Aziz Gülmüş yazdı: Şeytanın Vekaleti
30 Mayıs 2024 Perşembe 00:30Aziz Gülmüş yazdı: Büyük tehlike; Sanal bahis ve kumar
28 Mayıs 2024 Salı 00:30Aziz Gülmüş yazdı: Lahmacun (1)
21 Mayıs 2024 Salı 00:30Aziz Gülmüş yazdı: Hırsıza ‘Hırsız’ demek
16 Mayıs 2024 Perşembe 00:20![Aziz Gülmüş](https://cdn.diyarbakiryenigun.com/author/67_b.jpg)
![Veysi Ülgen](https://cdn.diyarbakiryenigun.com/author/72_b.jpg)
![Mesut Çokur](https://cdn.diyarbakiryenigun.com/author/94_b.jpg)
![Fatime Kartı](https://cdn.diyarbakiryenigun.com/author/76_b.jpg)
![Yûsif Bedirxan](https://cdn.diyarbakiryenigun.com/author/37_b.jpg)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.