Hava kirliliği besinlerin değerlerini düşürüyor

Hava kirliliği besinlerin değerlerini düşürüyor
Gıda tüketimi hepimizin ortak sorunu. Hava kirliliği, gıdaya ulaşım sorunu ve yanlış beslenme bunların başında geldiğini hatırlatan uzmanlar şeker, kalp ve tansiyon gibi kritik hastalıkların temelinde yetersiz ya da yanlış beslenmenin geldiğine dikkat çekti.

Heval Simge KILAVUZ /YENİGÜN ÖZEL- Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre, Türkiye’de hava kirliliği yüzünden her yıl 37 bin erken ölüm yaşanıyor. DSÖ’nün ‘Sağlık ve İklim Değişikliği Türkiye Ülke Profili’ raporunda, iklim değişikliğinden kaynaklanan sağlık riskleri arasında su kaynaklı, vektör kaynaklı ve gıda kaynaklı hastalıklar; hava kirliliğinin neden olduğu solunum yolu hastalıkları ve ısı stresi bulunduğuna yer verildi.

Yenigün’ü konuşan Diyarbakır’da özel bir hastanede görev yapan Diyetisyen Ruşen Karademir, hava kirliliği besinlerin değerini düşürdüğüne dikkat çekerek, “Gıda tüketimi çok pahalı. Toprak ve hava kirliliğinden kaynaklı yediğimiz besinlerin de besin değeri düşük. İnsanlar günlük beslenme ihtiyaçlarını karşılamak zorunda. Demir eksikliği olan birçok danışanım var. Demir eksikliği, yorgunluk, halsizlik ve sinir sistemi bozukluklarına neden oluyor. Demir eksikliği için benim olmazsa olmazım yeşil mercimek. Hem ulaşılabilir hem de demir vitamini açısından çok zengin” dedi.

‘AİLE HEKİMLİKLERİNDE DİYETİSYENLER DE GÖREV YAPMALI’
Herkesin genetiğinde yatan çeşitli hastalıklar olduğunu anlatan Karademir, günümüzde obezitenin yeme bozukluğu gibi birçok hastalıkların altında yatan temel sebep olduğunu ifade ederek, obezitenin karaciğer yağlanması, şeker hastalığı ve kalp hastalığına neden olduğunu söyledi. Karademir, bireyin sağlıklı beslenmesi açısında diyetisyenin önerilerinin önemli olduğunu belirterek, bu nedenle aile hekimliklerinde diyetisyenlerin de görev yapması gerektiğini bildirdi. Karademir, “Her semtte aile hekimi hizmeti nasıl veriliyor ise aynı şekilde, birer diyetisyene de ihtiyaç var. Aile hekimlerinde diyetisyen olması, devletin bütçesini de hafifletebilir. Şeker, tansiyon ve kalp hastalıklarının ilaç ihtiyacını devlet karşılıyor. Bu hastalıkların önüne geçmek için multidisipliner yaklaşım gerekli. Diyetisyen ile doğru ve sağlıklı beslenmeyi topluma temelinden öğretmeli. Çünkü hastalık arttıkça hasta maliyetleri de artıyor” şeklinde konuştu.

Diyetisyen desteği genelde estetik yönüyle ele alındığının yanlış bir yaklaşım olduğuna vurgu yapan Karademir, şunları söyledi:

“Ben bir diyetisyen olarak sadece estetik açıdan ilerlemiyorum danışanlarımla. Bana danışmaya gelen hastaların hepsi bilirler, benim için önemli olan kilo kaybı değil; verilen kilonun yağ miktarı ve hastadaki iyileşmedir. Öncelikle gelen hastayı değerlendirme açım: hastalığının altında yatan sebebi bulmak. Gerekli olan hormon ve kan tahlillerini istemek, vitamin ve mineral açığına bakmak. Kilo almamıza neden olan takviyeler var ise ona göre planlama yaparım.”

Yaz mevsiminin gelmesiyle tüketilen gıdalara karşı daha çok dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Karademir, kımızı ete dikkat çekerek, “Beyaz ette sıcaklıkla beraber mikropların, bakterilerin üreme hızı yüksektir. Tavuk etini yaz aylarında çok fazla tüketmemenizi öneriyorum. Kırmızı et daha maliyetli olduğu için kımızı etin tağşiş edilmesi söz konusu. Bu yüzden kırmızı et tüketimine de dikkat edilmeli” şeklinde konuştu.

‘HER GÜN YUMURTA TÜKETİLMELİ’
Protein ihtiyacının karşılanması için yumurtanın şart olduğunu dile getiren, Karademir, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Anne sütünden sonra emilimi en yüksek olan protein yumurtada bulunur. Günümüzde yiyeceğe ulaşım kısıtlı dahi olsa, her insanın yine de günde bir adet yumurta tüketmesi mutlaka gerekiyor. Alım gücü sebebiyle yumurta ihtiyacını da karşılayamayan insanlar var. Biz bu gıdaların yerine başka besinler önersek de günlük protein ihtiyacını asla karşılamıyor. Desteklemediğimiz halde karbonhidrat ağırlıklı besinler tüketiliyor. Bu koşullarda insanların ulaşabileceği gıdalarla sağlıklarını desteklemeye çalışıyorum.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.