Ufuk Çimen Yazdı: Kendi kıyametimizi hazırlıyoruz

Diyarbakır’da bulunan 32,14 kilometrekare alana sahip olan Devegeçidi Barajı, yılın daha başlarında bölgede görülen yağış azlığından olumsuz etkilendi. Yılın hemen başında baraj doluluk oranının baraj kapaklarının alt seviyesine düşmesi nedeniyle sulama hizmeti bekleyen yaklaşık 10 bin 600 hektarlık tarım arazisi de bundan olumsuz etkilendi.

Tek sorun kuraklık değildi elbet; su seviyesinin düşmesiyle beraber artan kirlilik oranı, başta balıklar olmak üzere diğer canlıların da yaşamını olumsuz etkiledi.

Diyarbakır, Dünya Doğayı Koruma Vakfı/World Wide Fund for Nature (WWF) Türkiye’nin (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) açıkladığı küresel ölçekte yüksek su riski taşıyan illerden biri. Bu yıl yaşanan kuraklık bugüne geldiğinde kentte bulunan barajların su seviyesi 200 metreye yakın çekildiği belirtiliyor.

Devegeçidi’ne daha önce akan birçok çayın insanlar tarafından tarımsal sulama amacıyla yatağını değiştirmesi de bu süreci hızlandıran en önemli etkenlerin başında.

Akabinde; başta kar olmak üzere yağışlardaki düşüş, iklim değişikliği, buharlaşma gibi nedenlerle suların çekildiği yerlerde ölü canlı türleri açığa çıkmaya başladı. Doluluk oranının, baraj kapaklarının alt seviyesine düşmesi nedeniyle, sulama bekleyen çiftçiler de olumsuz etkilendi.

Bunun nedenini uzmanlar şöyle açıklıyor:

Gelişen teknolojiyle birlikte değişen tüketim alışkanlıkları ve suya olan ihtiyacın artması.

Gelişen teknoloji ve sanayi, insan nüfusunun artması, kalabalık metropoller; değişken meteorolojik olayları daha bir olumsuz tetikliyor. Sanayi tüketiminin suya olan ihtiyacı, kentsel ve tarımsal su tüketimi ve çevre için kullanılan su tüketimi gittikçe artıyor. Bunun sonucu olarak da kullanılan yer altı suları azalıyor; bu azalmanın sonucu olarak da büyük kuraklıklar yaşanma ihtimali de her geçen yıl daha da artıyor. Bu geçmişte de olmuştur ama son 50-100 yıl öncesi ile değerlendirdiğimizde büyük bir su sıkıntısı var, Van gölünün bile bu olumsuzluktan 1-2 km çekilerek etkilendiği en açık örnekler arasında.

Tüm bunlar sadece insanları değil; doğadaki tüm canlılar bundan olumsuz etkileniyor.

Birçok canlı türü için yaşam alanı olan Devegeçidi Baraj Gölü’nde en az 20 türün yok olduğu tespit edilmiş. Göl tabanındaki çamurda besin bulmaya çalışan göçmen kuşlar, şimdilerde besin bulmakta zorlanınca baraj gölüne atılan çöpleri gagalarında taşıyor.

Velhasıl bir yandan  gelişen sanayi üretiminden kaynaklı, bir yandan sulama ve enrji üretimi nedeniyle kurulan barajlardan hem de büyük metropollerde milyonlarca insanı birarada yaşamaya zorlayan ve daha bir çok insan kaynaklı olumsuzluk doğanın dengesini hiç olmadığı kadar bozuyor. Yani kendi kıyametimizi açgözlülük uğruna kendi ellerimizle hazırlıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ufuk Çimen Arşivi