Çünkü be kadar yetenekli olma becerisini biz gösterebiliriz ve sen yapıyor isen bir hile vardır demektir

Kutuplaşmada her kesin kendini haklı gördüğü; diğer tarafın haksız olduğuna inandığı ötekileştirmeyle beraber küçük görme, hakir görme de eşlik eder bakışlarına.

Aslında Narsizm vardır, aslında kendini totem görme vardır ama bu tarz yönler genellikle perde gerisindedir.

Bu yaklaşım öyle bir bakış ki benim gibi bakmazsan yanlış bakmış olursun – iyi güzel de benim gözlerim benim kafamdadır ve senin gördüğünden görmem, senin baktığından bakmam mümkün değil ki!

Gördün mü mümkün değil diyor bir bakış için mümkün değil diyor, ama ben ile nasıl bir gibi bakamaz ki, ben bunda bile yanlış bakış olduğunu düşünüyorum.

İyi güzel desenin gözlerin senin kafanda ve benim bakmanın mümkün olmaması benimde senin gördüklerin görmem olası olmayabilir

Kutuplaşmalar başlandı mı; gerçek sorunlara bile gerek kalmadan sudan bahaneler için bile didişmeler olur ve her zaman gerekçeleri için taraftarlık istenir.

Bir tek kendi gerçeği, bir tek kendi gördüğünün yaşaması için çaba sarf edilir

Bu gün tarafıma gelmezsen yarın pişman olup kapıma geldiğinde bu sefer ben seni kabul etmem, kapı, kapı dolaşır yardım dilersin ama nafile.

Aha o zaman aklın başa gelmesi geç kalmış olur ve git ceremesini çek, iyi güzel de senin gibi düşünmedim diye ille cereme mi çekmem lazım?

Kutuplaşma baş gösterdiğinde artık yürüyen bir sinir harbi vardır ve kendi belirlediği ölçü ve kriterin başarısına kilitlenmiş bu yaklaşım; başarı için her türlü ilişkiden geri durmaz, buna ahlaksızlık da dâhil.

Kadın mı kullanılır, çocuklar mı feda edilir yoksa doğa kıyamdan mı geçirilir, absürt anlatımların bini bir para mı; hepsi başarıya feda olsun. Devam Edecek...