Nebi (Peygamber) Cami I

Şimdiye kadar içerlerde kalan yani gözden ırak camilerden bahsettim. İçerilerden ortaya doğru merkeze yani Dörtyol’a gelelim.

İlçe merkezinin en kalabalık yerlerinden olan Dağkapı’nın az ilerisinde olan

Gazi caddesiyle İnönü caddesinin birleştiği yerde yani neredeyse Sur’un tam merkezinde bulunan ve bilinen ismi ile Nebi Cami’nden bahsedeceğim.

Sur ilçesinin merkezinde olan ve bir sıra siyah ve bir sıra beyaz taşlarla örülü olan Cami’nin bu güzel ahengi hayranlık uyandıracak kadar güzeldir.

Bir Cami önündeki ayakkabı boyacıları neredeyse Cami ile bütünleşmiş bir görünüm arz ediyor.

Akkoyunlu eseri olan ve 15. yüzyıldan kalma taşla örtülü tek kubbeli bir caminin minaresinde Hazreti Muhammed’den (Kaalen Nebiye) diye bahseden kitabelerin çokluğundan dolay Nebi ya da Peygamber Camii diye anılmaktadır.

  1. yüzyılda yapılan Nebi Cami, 16. yüzyılda bazı değişimler geçirmiş.

Eskiden Şâfiîler ve Hanifilere ait iki bölümden oluşan yapının minareye bitişik tarafında kemerli bir kapısı olan avlusu ile bunun doğu yönünde ufak dükkânlar, kuzey yönünde de bir bölümü günümüzde mevcut olan medresesi vardı.

1927’de Hanefîler’e ait caminin ahşap kirişlerinin çürüyüp çökmesi sebebiyle 1955’te bu bölümle minare belediye tarafından yıktırılarak; genişletme çalışmaları yapılan Gazi caddesine katılmış. 1960’ta Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce kalan diğer kısımlar onarılmış ve minare bugünkü yerine yeniden inşa edilmiştir.

İslamansiklopedisi.org.tr’de Filiz Gündüz’ün bazı kaynaklara dayandırdığı bilgilendirme yazısında ise Cami ile ilgili şu detaylı bilgiler yer almaktadır:

Selçuklu mimarisi tarzında 936 (1530) yılında yapılan Hanefîler’e ait kısım, enine gelişen şemada mihraba paralel dört nefli bir yapı olup önde de bir son cemaat yerinden meydana geliyordu. Yapıda nefler ağaç kütükleriyle kapatılmıştı ve üzeri toprak damla örtülüydü. Kesme bazalt taşından inşa edilen caminin basık kemerli kapısının üzerinde ahşap mükebbiresi vardı. Köşk bölümü basık tutulmuş olan minberi oldukça güzel bir taş işçiliğine sahipti. Zengin çini süslemeli mihrabının yarım sekizgen planlı mukarnaslı nişi üstte üç dilimli kemerle sonlanıyordu. Müezzin mahfili giriş kapısı üstünde yer alıyordu.

Siyah bazalt taşından inşa edilmiş olan Nebî Camii’nin (Şâfiîler bölümü) son cemaat yeri bir sıra beyaz kesme taş, bir sıra siyah bazalt taşı ile almaşık örgülü olarak yapılmış, böylece giriş cephesine bir hareketlilik kazandırılmıştır. Üç kubbeli son cemaat yerinde kubbeler cephede düz bir alınlık duvarıyla, üstte ise düz bir dam ile gizlenmiştir. Cephede iki sütuna oturan üç kemerli açıklıklı son cemaat yerinin iki yanı duvarla kapalı olup sivri boşaltma kemerli birer dikdörtgen pencere ile dışarıya açılmaktadır. Cami cephesinde eksende yer alan taçkapı oldukça sadedir ve sivri kemerli alınlık altında basık kemerli, lentolu olarak düzenlenmiştir. İki yanda mukarnaslı mihrap nişleriyle yine sivri kemerli alınlıklı ve dikdörtgen açıklıklı birer pencere yer almıştır. Devam Edecek

Ufuk TEKER [email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ufuk Çimen Arşivi