Gözden ve gönülden ırak

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, Lübnan'da bir Hizbullah yöneticisi ile gerçekleştirdiği görüşmeyi haber yapan Le Figaro muhabiri Georges Malbrunot'ya yönelik saygısızca tepkisinden ve hakaretlerinden derin endişe duyduklarını belirterek şöyle dedi: " "Fransız polisinin geçtiğimiz aylarda sokak gösterileri sırasında gazetecilere yönelik şiddetiyle birlikte düşünüldüğünde, Fransa'nın gazeteciler için giderek daha tehlikeli bir yer haline geldiği ortadadır."

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 3 Eylül günü “Adil yargılanma” talebiyle ölüm orucunda olan avukat Aytaç Ünsal'ın sağlık durumunun kötüleşmesi nedeniyle tahliyesine karar verildi. Ünsal'la birlikte ölüm orucu eylemi yaparken vefat eden Ebru Timtik hakkında da sağlık raporları olduğunu hatırlatan Çağdaş Hukukçular Derneği, "Bugün bu kararı verenler, Avukat Ebru Timtik'i sağlık raporlarına rağmen tahliye etmeyip, havasız bir tecrit odasında ölümüne sebep oldular" açıklamasını yaptı.

Bursa Yıldırım Belediye Meclis Toplantısı Suriyeli sığınmacılar gündemiyle toplandı. Bakın söz alan İyi Partili Ferit Gürsoy neler demiş: “İşin ilginç yanı Bunlar (Suriyelileri kastediyor) çok çabuk ürüyor. 7 çocuk, 8 çocuk…"

Hemen sonra Gürsoy ise ırkçı açıklamasından dolayı özür dilemiş.

İzmir Karabağlar Halk Eğitim Merkezi'nce açılan erkek berberliği kursuna katılmak isteyen Gönül Aşkın (30), yönetmeliğin aksine “kadın kursiyer almıyoruz" yanıtı aldı. Aşkın, durumu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bildirmesi üzerine davet edildiği Halk Eğitim Merkezi yöneticisinin şu sözleriyle taciz edilmiş: “Eğitmenle aranızda özel bir durum mu var?”

Geçen gün Iğdır’dan Diyarbakır’a gelen bir arkadaşım anlatıyor: Erciş’den Adilcevaz, Ahlat ve Tatvan’a kadar yürüyen onlarca mülteci gördüm. Halk ekmek veriyor, para veriyor ancak kimse araçlara almıyor. Çoğu Afgan, Pakistanlı ve Suriyeli. 16 yaşında olan da 20’li yaşlarda olanlarda var. Çoğunluğu çocuk denecek yaşta. Nereye gidiyorlar diye merak ettim. İlk hedef Tatvan, sonrası araçlarla (parası varsa eğer) Diyarbakır ve oradan İstanbul. Savaştan ve kendilerine dayatılan ölümden kaçıyorlar yaşam hakkı için. İlginç yanı güvenlik güçleri müdahale edip durdurmuyor. Yani görmezden geliyorlar. ‘Hele bizim bölgeyi terk etsinde, nereye giderse gitsin’ anlayışı var.

Bağlamak lazım değil mi?

Amerikalı aktör Jim Carrey’den Modern Çağ tanımı tüm bunlara uyar herhalde: “Kelime çok, anlam az. Yasa çok, adalet az. Geveze çok, konuşan az. Yürüyen çok, ilerleyen az.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ufuk Çimen Arşivi