Fesih Bozan Yazdı: Savaşlar ve savaş tüccarları

Son birkaç gündür, Rusya’nın Ukrayna işgalini konuşuyoruz. Bundan yola çıkarak meselenin temeline dikkat çekmek istiyorum. Ukrayna ve diğer savaşlar için konuştuklarımız birer sonuçtur; savaşların asıl sebeplerini görmek gerekir.

Yaşadığımız dünya, küresel güçler ABD, Rusya, Çin, İsrail ve diğer Batılı ülkelerin eliyle, güçlünün güçsüzü ezdiği, sömürdüğü, tahrik ve teşvik edip, yardım gönderecekmiş gibi yapıp kandırdığı, güçlülerin, silah sanayilerini güçlendirmek, yeni silahlarını denemek için vekalet savaşlarını yaptırdıkları bir dünya.

İsveç Barış Araştırma Enstitüsü’nün (SIPRI), 2014-2018 yıllarını kapsayan en çok silah ihraç eden ülkeler raporuna göre, en büyük on silah ihracatçısı ülke 2018’de değeri 25 milyar dolardan fazla silah ihraç etti. Silah piyasasını elinde tutan ülkeler arasında 1. sırayı yüzde 36 ile ABD, yüzde 21 ile Rusya, yüzde 6.8 ile Fransa, yüzde 6.4 ile Almanya ve 5.2 paya sahip Çin takip ediyor. (Haber Dergilik 28/05/2019)

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Suriye’deki operasyonlar sırasında Rus ordusunun 320’den fazla silah çeşidini denediğini belirtmişti. (Sputnik 15.07.2021)

Görüldüğü gibi dünya; güçlülerin, güçsüzlerin kanı üzerinde birbirleriyle pazarlık yaptığı ve kendilerinin dışındaki ülke ve ırkları birbirlerine kırdırdığı bir dünya haline gelmiş.

Başka bir ifade ile küresel güçler, dünyayı aralarında “arka bahçe” olarak parsellemiş durumdalar. ABD, Rusya, Çin ve diğer Batılı ülkeler, “arka bahçe” olarak bölüştükleri ülkeleri sömürü ve işgal etmekte birbirlerine göz yummaktadırlar.

Görüyoruz ki, küresel güçlerin dünyayı ve insanlığı getirdiği nokta, sömürü, kan, gözyaşı, acı ve yıkım.

Unutmamak gerekir ki küresel güçler, önce savaşla silahlarını satarak, yıkıp ve yakarak kazanırlar, sonra da inşaat şirketleriyle yıktıkları ülkeleri imar (!) ederek yine kazanırlar.

Ne hikmetse bütün dünyada kuzeyden güneye, doğudan batıya nereye bakarsanız bakın, hep gelişmekte olan ülkelerde çatışma, yıkım kan ve gözyaşı vardır.

Dini, inancı, ırkı rengi ne olursa olsun, her yerde ve herkes için, savaşların sonucu hep aynıdır; kan, gözyaşı, acı ve yıkım. Irkı, rengi, dini, inancı ve milleti ne olursa olsun, gözyaşının rengi ve acısı aynıdır.

Bundan dolayı, dünya barışı bu zalim ve vahşi küresel güçlerin insafına bırakılmamalıdır. Bunlar söz sahibi olduğu sürece, dünyaya huzur barış gelmeyecektir.

“Siz insanlığın iyiliği için yetiştirilmiş hayırlı bir topluluksunuz. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız, çünkü Allah’a inanırsınız…” (Ali İmran 110)

Dünyadaki bütün insanların huzur ve selameti için, Müslümanlar önderlik ve rehberlik etmelidir. Ama öncelikle Müslümanlar, inandıkları değerleri yaşamalı ve dünyaya adalet, huzur ve barışın yayılması için öncülük etmelidir.

Bundan dolayı Erbakan Hoca, iktidarda kaldığı 11 aylık kısa bir dönemde, laf ve hamaset yerine icraat yaparak D-8’i kurmuş ve ilkelerini;

Savaş değil barış,

Çatışma değil, diyalog,

Çifte standart değil, adalet,

Üstünlük değil, eşitlik,

Sömürü değil, âdil düzen,

Baskı ve tahakküm değil, insan hakları olarak belirlemiştir.

Bundan dolayı, başta Müslüman ülkeler ve gelişmekte olan diğer ülkeler olmak üzere, bütün dünyanın huzur, barış ve kurtuluş adresi D8’dir.

Vesselâm.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fesih Bozan Arşivi