Ercan Çağlayan yazdı: Katarlı hekimlere mi emanet ediliyoruz?

Foto: Arşiv

Geçtiğimiz hafta sonu TYT ve AYT sınavları gerçekleştirildi. Ecel terleri döken iki milyonun üzerinde öğrenci, hayal kurdukları üniversite ve bölümlerde okuyabilmek için bu sınavlara girdi. Kimliğini unuttuğu için yada sınava üç beş dakika geç kaldığı için sınava alınmayan öğrencileri saymazsak.

Kaygının, stresin, yer Demir Gök Bakır bir yaşamın arasında maraton muharebesinde olan gençler sınava bir gün kala stresin dozunu artıracak bir haberle sarsıldılar. Haber başlığı tam olarak buydu.

Katarlı Gençlere sınavsız tıp eğitimi hakkı verildi.

Türkiye ile katar arasında imzalanan “Askeri Sağlık Alanı’nda eğitim ve işbirliği” adlı protokole göre, Katarlı gençler Türkiye’de tıp, diş hekimliği, eczacılık eğitimi alabilecek.

Sınav arifesinde öğrencileri motive edecek, stres ve kaygıyı azaltacak modüller dururken, bu haber öğrenci ve velilerin huzurunu kaçırıp, tepkilerine neden oldu. Tepkilerinde de haksız oldukları söylenemez zaten.

Ailenden, arkadaşlarından, sevdiklerinden, sevdiğin filmleri izlemekten, görmek istediğin yerleri gezmekten feragat edip, geceni gündüzüne katıp ders çalışacaksın. Bunca feragata rağmen kıl payı kaçırdığın tıp fakültesini, Katarlı Mehmet Ali El bilmem kim gelip ülkende sınavsız okuyacak.

İşte orada duracaksın!

Bu ülkede eğitim alanında imtiyaz tanınacak birileri varsa şüphesiz ki bu ülkenin evlatlarıdır. Kendi ülkesindeki vatandaşın ödediği vergiyi, bir başka ülke vatandaşı için harcamak, onlara ayrıcalık tanımak, kendi çocuklarına üvey evlat muamelesi yapmaktır.

Böylesi bir uygulama öğrencilerin psikolojisini bozup, eğitimden soğumalarını tetiklemekle kalmayıp, her sınav sonrası karşılaştığımız intihar haberlerinin artmasına neden olur. Türkiye’de Üniversite’nin olmadığı tek bir il kalmadı. Kontenjan bakımından Avrupa’yı solladığımız söyleniyor. Nicelik savaşta işimize yarıyor. Önemli olan nitelik. Gerçi savaştaki nicelikte, nitelikli askerlerden oluşmuyorsa pek bir başarı getireceği söylenemez. Demem odur ki, üniversite sayılarının artması, yeni yeni bölümlerin açılması elbette ki eğitim alanında ilerlememiz açısından olumlu şeyler.

Amma velakin!

Tıka basa pastırma misali doldurduğumuz üniversitelerimizdeki öğrencilerin büyük bir bölümü üniversite eğitimlerini yarıda bırakıyor. Neden, çünkü maddi sıkıntılarla boğuşuyor. Neden, çünkü üniversite var, bölüm var ama istihdam yok. Katarlı gençlere getirdiğimiz bu imtiyazların öncesinde, kendi gençlerimize burs ve istihdam sağlayarak eğitimlerini sürdürmelerine katkıda bulunmak daha adil bir anlayış değil mi? Hipokrat yemininin hakkını verecek, onurlu, vicdanlı gençlerimizin sayısı azımsanmayacak kadar çok. Katarlı hekimlere neden emanet edilelim ki...

Bu argümanların, iddiaların, gerçeği yansıtmayıp, bir algı operasyonu olduğu her ne kadar açıklansa da,  bu durum öğrenci ve velilerin yüreğine su serpmiyor. Umarım öğrenci ve velilerde oluşan bu kafa karışıklığı giderilir. Ve iddialar doğru ise biran önce geri adım atılır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi