‘Diyarbakır’da hal esnafını bezdiren suç örgütü çökertildi’ başlıklı haberden detaylar; 3 ilde 12 adrese eş zamanlı baskında 13 şüpheli gözaltına alındı, ikametlerinde cephanelik çıktı

Haberin devamı ve can alıcı kısımlarında, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Bağlar’da bulunan Yeni Halde faaliyet gösteren, hal içindeki diğer esnaf ve işletmelere müdahale edip tekel oluşturma çabası içinde olan silahlı suç örgütüne yönelik operasyon yapıldığı duyuruluyor.

3 il demişken; merkezin Diyarbakır, bağlantılarının İstanbul ve Yalova olduğunu belirtip, ne alaka diyelim.

Habere göre söz konusu suç örgütü, nakit para akışının yüksek olduğu yeni halde faaliyet gösteriyor. Esnaf ve işletmelerin ticari standartlarına aykırı olarak tehdit ettikleri ayrıca maddi durumu iyi olmayan kişiler arasından suç örgütüne eleman temin yoluna gittikleri tespiti polis tarafındanyapılıyor.

Ve Diyarbakır merkezli İstanbul ve Yalova illerinde 12 adreste eş zamanlı olarak gerçekleştirilen operasyonda 13 şüphelinin yakalanarak gözaltına alındığını öğreniyoruz.

Dahası var! Gözaltına alınan şüphelilerin ikametlerinde yapılan aramalarda bakın neler yakalanıyor?

1 adet AK-47 Kalaşnikof marka tüfek, 2 adet Thompson She marka tam otomatik tabanca, 11 adet ruhsatsız tabanca, 1 adet av tüfeği, 566 adet fişek, 13 adet şarjör, 2 adet sallama olarak tabir edilen kesici alet ve 1 adet kılıç.

Gözaltına alınan şüphelilerin emniyetteki sorgusu sürüyormuş.

Bu dikkat çekici operasyonun altında neler çıkacak merak ediyor.

Olayda dikkat çeken durum şu; işletmelere müdahale edip tekel oluşturma çabası.

Burada aklıma takılan soruları sormadan önce özellikle bu sıralar yükselen fiyatlar marketlere yapılan “yağ” ve “şeker” baskınlarına dikkat çekmek istiyorum.

Türkiye’de adına “liberal ekonomi” serbest piyasa denilen ve bu sınırları aşan başına buyruk fiyatlama yapan bir ekonomik piyasa var. Bu piyasa kendi içinde bir “kâr” marjıyla harekat ediyor.

Ne olursa olsun kâr sınırını belirli seviyelerde tutma çabası içindeki bir piyasa söz konusu. Devletin kontrol mekanizmasının gevşekliği onlar için bir avantaj.

Gelelim “hal mafyasına”!

Burada ise fiyatları belirli bir seviyede tutmak için bir zor kullanmanın söz konusu olduğu sonucuna varıyoruz.

Şayet böylesi bir durum varsa; bunun ne zamandan beri var olduğu, bununla ilgili ne tür “vurucu-kırıcı-tehditvari” icraatlar yapıldığı belirlenmiş olmalı.

Ve şayet topluma zarar veren bu mafyavari hareketin emniyet işleminde ifadelerinin sağlam bir şekilde yapılması gerek.

Şayet ortada böylesi halkın aleyhine küçük azınlığın lehine bir durum varsa bunun tüm ayaklarının belirlenmesi lazım.

Yargılama aşamasında da bu tür yapılara en üst sınırdan ceza verilmesi de gerekli.

Sonuçta olumsuz ekonomik tablonun en azından çarşı Pazar ayağındaki sebebi bu yapılar olmalı.

Bakalım ucu nereye kadar uzayacak, takip edeceğiz.