
Yûsif Bedirxan
Yusif Bedîrxan yazdı: Şifa niyetine şiir
Bazı yaralar var ki sağaltmak zordur. Zaman ister, dost ister, şiir ister, şarkı ister.
Ağızları bıçak açmadığı zamanda yasak konuşmalar yapmaktansa; yaraları sarmak niyetine şiir paylaşmak istiyorum bugün.
Şair, Eczacı (yanılmıyorsam hala Bursa’da yaşıyor) Abdulkadir Nur Gördük’ten “Gettin Ki Tez Gelesen”
Uzun zaman önce ayrılmıştım, Diyarbekir’ den.
Ak düşmemişti saçlarıma, şimdiki gibi.
Delikanlı ömrümün baharıydı, zaman.
Yalnızlık hadi neyse,
Garipliğe dayanılmıyor.
Sen de, yoksun yanımda,
Hasretin beni yakıyor, işte o zaman.
Eski bir çerçevede gördüm,
Adil Tekin imzalı, siyah beyaz resmini.
İçim sığmadı içime.
Yine dağladın, hatırlattın derdimi o an.
Seslendim, utanarak.
Konuş benimle dedim.
Anlat bana,
Ermeni cümbüşçünün nağmeleriyle,
Mahlede toy kuran muhacırları.
Deliloya katılan Süryani kızlarını,
Kürt delikanlının uzaktan sevdasını anlat.
Anlat bana,
Büyük mezğandaki, o aileyi,
Eyvanda içilen köpüklü kahveyi,
Leçekli bibileri, şubareli bebeyi,
Kuşhanada börek satan dedeyi anlat.
Anlat bana,
Gazi Köşkünde Celal’ın hoyratını,
Altuncilar içindeki, ustanın sanatını,
Ahmet Arif’in Adiloş bebesini, cigarasını,
Koşucu Tahar ağanın rahvan atını anlat.
Anlat bana
Taze ekmek kokusuyla Mecit ağayı,
Asaleti, kibarlığı Selahattin hocayı,
Puşici keke Yakoyu, kahveci Bozoyu,
Demirciler çarşısında Hasan ustayı anlat.
Anlat bana
Şeyh Güzelin dünyasında sırları,
Kör Yusuf’un dereginde şifa arayanları,
Efğanlıda kurulan arifler meclisini,
Fiskayanın gizemini, Hançepegin mertliğini anlat.
Bilirmisin, en çok neye gidiyor içim?
Bilir misin, en çok neyi özlediğimi?
Dörtyolda,küncili simitle, salep içmeyi.
Pisküvit arasında, lokum ezmeyi,
Küpeli havuzunda, peştımalle yüzmeyi,
Paytona asılarak gezmeyi özledim.
Özledim,
Baharda, taze soğanla nergizlemeyi,
Ekmeğin üstüne taze salça sürmeyi,
Teneffüste kaynamış nohut yemeyi,
Kıtiyi, meftüneyi, patileyi özledim.
Özledim,
Toprak damlarda beyaz sıtareleri,
Yazın yıldızları sayarak, uykuya dalmayı,
Uyanınca yastık dibinde para bulmayı,
Galiba, kısapantorlu çocuk olmayı özledim.
Sen, çocukluğumun hasreti,
Sen, gençliğimin sevdası.
Sen, benim iki gözümsen Diyarbekir.
Çok özledim, kendimi sende.
Özlemim hapis kaldı, çok yıllar öncesinde.
Uzaktayım diye, bana kızma ne olur,
Senin kıymetini sanma bılmiyem?
Kim, kendi ögünden gider ki uzaklara,
Kader atmış bizleri,
Hatırsız, tanışsız, yalavuz buralara.
Gettin ki tez gelesen diyorsun,
Tez gelişin, bumudur diye sitemin var.
Ne desen, ne söylesen haklısın,
Ben suçumu bıliyem.
Ayrılırken, başlayan yürek acısı,
Dinmedi, yekinın olsun.
Eger ki, ben ki benem.
Bekle beni, tez zamanda, ayağımnangeliyem.
Yok, eger gelemezsem,
Sahan söz, sahan yemin,
Yer aç bahan, bir kişilik Mardinkapı’nda,
El üstünde geliyem.
Yusif BedÎrxan yazdı: Siirt’ten öteye bir manevi haz
30 Ekim 2024 Çarşamba 00:25Yusuf Bedîrxan yazdı: Basının zorlu sınavı; Narin
11 Eylül 2024 Çarşamba 00:10Yusuf Bedîrxan yazdı: Instagram neden kapandı?
07 Ağustos 2024 Çarşamba 00:10Yûsif Bedirxan yazdı: Diyarbakır’da neler oluyor?
15 Temmuz 2024 Pazartesi 00:10Yusuf Bedîrxan yazdı: Üslup meselesi mi, yoksa…
27 Haziran 2024 Perşembe 00:20Yusuf Bedîrxan yazdı: Ne kadar güvenebiliyorsak…
20 Mart 2024 Çarşamba 00:10Yûsif Bedirxan yazdı: Ekonomik Buhranın Panzehiri Üretimdir 2
08 Şubat 2024 Perşembe 00:10Yusif Bedirxan yazdı: Ekonomik Buhranın Panzehiri Üretimdir 1
07 Şubat 2024 Çarşamba 00:20Yusif Bedirxan yazdı: Kim ne dedi?
03 Şubat 2024 Cumartesi 00:10Acısını suya akıtan belgesel; Herkes Toprağa Gömülür Ben Suya
28 Kasım 2023 Salı 00:01




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.