
Ters köşe
Cinsiyet farkı gözetmeden olaylara bakmak lazım. Dışardan iki ayrı olay.
İlki Endonezya’dan…
Pandanwagni'de İlham Cahyani isimli kadın evin çatısını onarmakta olan kocası Dedi Purnama'dan telefonun şifresini istedi.
Bu yüzden tartışmaya başlayan çiftin kavgası korkunç bir ölümle sonuçlandı.
Dedi, çatıdan indikten sonra, şifresini öğrenmek isteyen eşine vurdu ve ikili bir süre yerde boğuştu.
Bunun üzerine İlham, eşinin üzerine benzin dökerek yaktı.
Yangını görerek eve gelenlerin sayesinde hastaneye kaldırılan adam, iki gün yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetti. İlham ise polis tarafından gözaltına alındı.
…
Çin'de 29 yaşındaki bir anne ilkokula giden kızını 'sürekli telefonda oyun oynadığı' gerekçesiyle öldürdü.
Gao isimli kadın, polise verdiği ifadede kızıyla 'telefonda fazla vakit geçirdiği için' tartıştıktan sonra aşırı sinirlendiğini ve mutfaktan satır alarak kızının bileğine savurduğunu söyledi. Daha sonra küçük kızın kaçmaya çalıştığı ancak Gao'nun kızın boynundan yakalayarak boğduğu öğrenildi.
Cani anne, kızının öldüğünü fark ettikten sonra polise teslim oldu. 'Kasıtlı öldürme' suçuyla yargılanıyor.
…
Sosyolog Mesut Yazar paylaşmış. Umberto Eco "Beş Ahlak Yazısı"nda şöyle diyor:
"Öldüren, tecavüz eden, çalan ya da zulmeden insanlar bile bunu istisnai durumlarda yapar. Yaşamlarının geri kalan kısmını arkadaşlarının onayını, sevgisini, saygısını ve övgüsünü dilenerek geçirir... Herkesin bizi asla görmeme, bize sanki yokmuşuz gibi davranma kararını verdiği bir toplumda yaşamak hepimizi ya delirtir ya da öldürürdü".
Şimdi, hepimiz olgulara odaklanmış gidiyoruz. Neredeyse hepimizin sosyal medya hesabı vaktiyle kınayıp aşağıladığımız bulvar gazetelerinin üçüncü sayfa haberleriyle dolu. Olgulardan saiklere uzanamıyoruz. En ufak bir affedici yanımız kalmadı. Hepimiz kendi mağdurunu öne çıkarmanın telaşında. Kendi "yankı odalarımızda" kendi mahallemizin kurbanlarını sergileyip karşı mahalleden diyet talep edip duruyoruz.
Bazen kara mizah ya da ironi yapmak için kadından erkeğe yönelen şiddete dikkat çekme amacım feminizmin tek yönlü ve dışlayıcı duyarlılığına vurgu niyeti taşıyor. Zira Türkiye'de feminizmin adli suçların saikleriyle veya motivasyonuyla maalesef hiçbir derdi kalmamış. Ellerinde tek bir sahneye sabitlenmiş devasa bir büyüteç var ve geri kalan hiçbir şey onların dikkatini çekmez olmuş. Bu elbette diğer ideolojiler için de geçerli (feminizm kesinlikle bir indirgemeci ideolojidir).
Erkeği şövalye ve centilmen olmaktan çıkarıp bir canavara dönüştüren nedir? Eco'dan paylaştığım metinde izlerini sürebileceğimiz sonsuz lanette türümüzün diğer yarısı olarak kadının rolü nedir? Ataerkilliğin erkekte yarattığı ve kadına yönelttiği deformasyon nedir? Onlarcasını ekleyebileceğim bu soru(n)lara eğilmeden, adli vaka ve olguları üst üste yığıp dışlayıcı bir teorinin dev aynasına yansıtmakla bu yara tedavi edilebilecek mi?
Ahmet Baran yazdı: Bin nasihate evla müsibet; Yangın
20 Eylül 2022 Salı 01:10Ahmet Baran Yazdı: Bölge’nin seçmen tablosu
03 Ağustos 2022 Çarşamba 00:15Ahmet Baran yazdı: Lila Kozmetik; yangın ve düşündürdükleri
25 Haziran 2022 Cumartesi 00:30Ahmet Baran yazdı: Zamlar ne zaman duracak?
16 Haziran 2022 Perşembe 00:30Ahmet Baran Yazdı: Bürokrasideki hantallık sağlık hizmetlerini aksatıyor!
31 Mayıs 2022 Salı 00:55Ahmet Baran yazdı: Halkı zor günler bekliyor
08 Mart 2022 Salı 00:45Ahmet Baran yazdı: Özgürlüğe vurulan pranga; Vasatlık - II
01 Şubat 2022 Salı 01:00Ahmet Baran yazdı: Özgürlüğe vurulan pranga; Vasatlık - I
31 Ocak 2022 Pazartesi 10:00Ahmet Baran yazdı: Ortaya karışık hayat
10 Ocak 2022 Pazartesi 01:00Ahmet Baran Yazdı: Hafıza Odası; Tepki kim(ler)e ve neden?
23 Ekim 2021 Cumartesi 17:45




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.