Tarık Othan
Tarık Othan yazdı: Zamlar ve kontrol mekanizması yokluğu
Artan maliyetler tüm sektörleri oldukça zor durumda bıraktı. Neredeyse iğneden ipliğe her şeye zam geldi desek yeridir.
Kasım ayında 40-50 bin Lira doğalgazı, 150-200 arası elektrik faturaları gelenler 500 ile 2 bin küsur faturalarla adeta şok oldular. Kademeli tarifenin uygulanması sonrasında elektrik faturalarının yüzde 100’den fazla oranda arttığını belirten hem esnaf hem de vatandaşlar, zor bela ayakta tutmaya çalıştıkları işletmelerin bu gidişle kapatmak zorunda kalacaklarını ifade ediyor.
Akaryakıt fiyatlarında da rekor artışlar yaşandı; Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası’nın verilerine göre 2021 yılında benzine 33, motorine 28, LPG’yeyse 18 kez olmak üzere akaryakıta toplamda 79 kez zam yapıldı. Bu herhalde Türkiye tarihinin zam rekorudur. Zamların bir kısmı doğrudan pompa fiyatına yansırken, bir kısmıysa Özel Tüketim Vergisi’nden karşılandı.
…
İğneden ipliğe dedik de şöyle bir bakalım; 90-100 arası fiyatta satılan bir kilo çay fiyatı neredeyse 200 lira sınırına dayandı. Düşünün 1 Lira olan maydanoz pazarda 3 Lira. Sıvı yağın litresi 30 liraya dayanmış. Dar gelirlinin ağzını tatlandırmak için aldığı Diyarbakır’a özgü halkalı tatlının bile fiyatı 5-6 Liradan 12 liraya çıkmış.
Velhasıl ağzımızın tadı yemeğimizin tuzu kalmadı.
Rekor zamlara Türkiye tarihinde rekor sayılabilecek bir artış yapıldı asgari ücrete, emekli maaşlarına.
Ama ne fayda; birçok kişi fiyatlar eski haline gelsin; asgari ücretteki, emekli maaşı da geri çekilsin, yeter ki daha 6-7 ay önceki fiyatlara geri dönülsün istiyor.
Peki, bu nereye kadar sürecek?
Görünen o ki buradan geri dönüş imkansız.
Yaşam kalitesi diplere vurmuş durumda.
Bir insanın asgari ücretle geçinmesi artık çok zor.
Geçinebilirler diyen biri varsa çıksın örnek göstersin.
Eğitim ve sağlığı bir kenara bırakın, kiras, enerji ve ısıtma faturaları ve diğer harcamaları kalem kalem yazıp bir şablon çıkarsınlar. Eğer geçinebiliyorsa amenna.
Türkiye tarihinin en kötü günleri desek yeridir.
İşin en kötü taraflarından bir elektrikte yaşanan ve hesabı verilmeyen artış.
Geçen bir haber börekçilik yapan bir esnaf, “Geçen ay 4 bin 500 kilovatsaatlik bir elektrik kullanmışız. Buna karşılık 5 bin 500 lira elektrik faturası geldi. Bu ay 3 bin 500 kilovat kullandım 7 bin 500 lira elektrik faturası geldi. Normalde dükkânı gece saat 12.00’de kapatıyordum. Şimdi ise elektrikten tasarruf yapmak için 21.30-22.00 gibi kapatıyorum. Daha az fatura beklerden önceki faturanın çok üstünde gelmiş. Faturalardan gerçekten şikâyetçiyiz” diyor.
Ve bunun ne izahı ne de hak arama noktasında bir denetleme hak arama yolu yok.
Hepsinden kötüsü de böyle bir başıboşluğun yaşanması.
Vatandaş bu noktada başvurabileceği ne bir mekanizma ne de devlet kontrolünün olmayışından müzdarip.
“Allah sonumuzu hayr ede” demekten başka bir şey de gelmiyor elimizden.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.