Önceki gün mealen iyiye alkış kötüye ‘yuh’ diyeceğimizi dile getirdik.

Dün deşifre olan bir kötüyü yuhladık, arkada olan ve açığa çıkarılmayanları bilerek.

Sıra alkışta.

Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile başlayalım.

Haksız bir şekilde görevden alınan ancak verdiği hukuk mücadelesiyle görevine geri dönen Hastane Başhekimi Doç. Dr. Muhammed Asena’dan bahsedeceğim.

Siirt, Batman, Şırnak gibi illere hizmet vererek adeta sağlık üssü konumunda olan hastanede, daha önce kemik iliği nakilleri yapılan hastalar, başka illere sevk ediliyordu. Hastane yönetimi başlattığı çalışmayla, biri izolasyon olmak üzere 8 adet tek kişilik yatak kapasiteli oda, 16 adet hematoloji hastasına hizmet verecek merkezin çalışmalarını başlattı. Başhekimi Doç. Dr. Asena, yaklaşık 3 ay sonra kemik iliği nakli olacak hastalarının işlemlerini kendi hastanelerinde yapacaklarının müjdesini verdi.

Diyarbakır bunları hak ediyor, liyakat sahibi yöneticilerden devamını bekliyoruz.

*

Yaptıkları ile dikkate şayan bir diğer kurum ise, kısa ismi DİSKİ olan Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü.

Kurumun başında Fırat Tutşi var ve farkını gösteriyor.

Alt yapı çalışmalarında dikkate değer bir artış var.

Son olarak kurumun yüksek enerji maliyetlerini asgari düzeye indirmek, elde edeceği gelirlerle kentte daha fazla yatırım yapmak ve doğa dostu projeler üretmek amacıyla çalışmalarını sürdürdüğünü duyurdu.

DİSKİ, Gözeli mevkiinde12 dönüm alan üzerine kurulu 2 bin 400 panelde Ocak ve Ekim arasında 1 milyon 152 bin 346 lira, Bismil’de 14 dönüm alan üzerine inşa edilen 3 bin 80 panelden de 1 milyon 394 bin 539 lira elektrik enerjisi üretti.

Ve bu enerjiyi de DEDAŞ’a ait iletim hatlarına aktararak gelire dönüştürdü.

Devamı var; DİSKİ, güneşten sağladığı 2 milyon 546 bin 885 lirayı vatandaşlara başta içme suyu ve altyapı konularında daha iyi hizmet sunmak için yatırımlara dönüştürdüğünü duyurdu.

Dedik ya balık baştan kokuyor, bunun sebebi de açgözlü, liyakatsiz yöneticiler.

Sorun da zaten hem liyakatsiz hem de açgözlü olanlardan kaynaklanmıyor mu zaten.

Öyleyse ne yapacağız. Dün dediğimiz tekrar edeceğiz; Ahlaklı ve vicdan sahibi insanları baş yere koyacağız ve her şeye rağmen bunları denetleyeceğiz.