
Hakikat kimin zimmetinde… - 1
"Trenin camına başımı yaslamış; etrafı izliyor, insanlara bakıyorum. Önümdeki koltukta yaşlı bir çift var. Yaşları ben diyeyim 60, siz deyin 70. Kırış kırış olmuş yüzleri. Özellikle teyzenin. Tüm yaşanmışlıklarını yüzündeki “acı” haritasından okumak zor değil. Birbirlerine sarılarak uyuyor, her şeyi birlikte yapıyorlar. Buram buram samimiyetin, katıksız sevginin kokusu yüreğinizin tüm hücrelerine nüfuz ediyor yani.
Yolumuz uzun. Yanlarında getirdikleri yol erzağından bana da veriyorlar. Zira onlar “göz hakkı” çağının göğsünden süt emerek “biri yer biri bakar; kıyamet ondan kopar” sözünün hakkını eda eden yürek ülkesinde büyümüşler. Bu yüzden olsa gerek, verdiklerinin lezzetine de doyum olmuyor.
Bir ara teyze kondüktöre “tren ne zaman duracak evladım” diye sordu. “Hayrola teyze bir isteğin mi var” dedim ; “yok yok bu gider” diyerek kocasını gösterdi. Çok geçmeden de Anadolu'nun kuş uçmaz kervan geçmez bir istasyonunda durduk.
Israrlarıma rağmen ne alınacağını söylemedi. Eşi gitti gitmesine ama trenden indikten kısa bir süre sonra tren hareket etti. O an bir çığlık koptu trenden, teyzede tarifi imkânsız bir panik.
Nasıl bağırıyor anlatamam. Herkes teyzenin başına üşüştü. Camdan amcaya bakıyorum o da ellerini başının arasına almış; çaresiz, şaşkın, resmen çökmüş durumda. Ben kondüktöre seslenirken teyze hüngür hüngür ağlıyor.
Kondüktör telsizle makiniste söyledi durumu ve tren durdu. Yaşlı amca elinde koca bir şişe su ile soluk soluğa geldi ama o an teyzeyi görünce nasıl ağlıyor koca adam.Kollarıyla gözlerini silerken eşine sıkı sıkı sarılıyor yeniden.
Amca "Seni gaybetçem diye çok gorktum be” derken bile hıçkırıklar içinde zorla nefes alıyor. Teyze de “ahan da gitti dedim tren gedince, ben mahfoldum dedim" diyerek gözlerini silerken amca bana döndü ve “gorktukgorktuk evladım” dedi zihnimin duvarlarına sevginin, sadakatin, samimiyetin anlamını adeta kazıyarak…
Eğer bir yerlerde herhangi biri size aşka,sevgiye inanmıyorum diye bilmiş bilmiş laf ederse bu yaşanmışlığıanlatın onlara. Zira bu dünyada bindiği tren onsuz hareket edince kıyametleri koparacak insanlar var halen...
Neden mi anlattım bu yaşanmışlığı?
Tadı artık yazık ki hafızalarımızda kalan o bahçe ve mahalle sohbetlerinde tanıştığımız, kaynaştığımız insanlarla kısa sürede bir vücudun azaları gibi bir olduğumuz o günlere gidiverdim birden. Menfaatlerin henüz paylaşımdaki bereketin önüne geçmediği; abdestsiz hamurlara dokunulmadığı, hatta çocukların dahi abdestsiz emzirilmediği; babaların “helal” lokma adına gecesini gündüzüne kattığı, nur yüzlü ninelerin aksakallı dedelerin uykunun ile uykuda olduğu demlerde tüm insanlık için merhamet ve rahmet dilendiği; tevazunun etiketlerin arkasına saklanmadan iyi insan olmanın mayası olduğu; adamların adam gibi adam, kadınların o adamların hanımefendisi olduğu günlerden sözediyorum.Aşkın halı tezgâhlarına dokunduğu, isimlerin mendillere nakşedildiği, gizlice yüreklere kazıldığı vakitler. (Devam Edecek)
Peki Ya Ahlâki Deprem?
15 Şubat 2023 Çarşamba 09:40Muhammed Rıdvan Sadıkoğlu Yazdı: Bunca yatırıma rağmen neden?
22 Eylül 2021 Çarşamba 12:21Taliban, İslâm ve Göç
22 Ağustos 2021 Pazar 01:12M. Rıdvan Sadıkoğlu Yazdı: Ortak akıl zorunluluğu
05 Ağustos 2021 Perşembe 08:01M. Rıdvan Sadıkoğlu Yazdı: Kavurma Şenliği
20 Temmuz 2021 Salı 18:34Muhammed Rıdvan Sadıkoğlu Yazdı: Kripto İlişkiler
06 Temmuz 2021 Salı 13:59Muhammed Rıdvan Sadıkoğlu yazdı: Hepimiz “insanız” oysa
07 Haziran 2021 Pazartesi 11:09Muhammed Rıdvan Sadıkoğlu Yazdı: Çirkinden söz ederek güzelleşemezsiniz
24 Mayıs 2021 Pazartesi 13:54Muhammed Rıdvan Sadıkoğlu Yazdı: Hüznümüzün Başkenti
11 Mayıs 2021 Salı 10:27M.Rıdvan Sadıkoğlu yazdı: Bugüne kadar “ne” yazabildiniz?
31 Mart 2021 Çarşamba 10:44




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.