Erbil-Diyarbakır hattı - 1
Geçmişi 1920’lere dayanan ancak fiili olarak 4 Temmuz 1992’de kurulan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) üzerinde Türkiye'nin etkisi yadsınamaz boyutta. Bölge, ekonomisinin yanı sıra sosyal ve kültürel hayatı da Türkiye etkisi altında gelişerek şekillendi. Bölge adeta Türkiye firmalarının akınına uğradı ve IKBY'nin bölgedeki en büyük ticaret ortağı Türkiye oldu.
2016-2017 yılları istatistiklerine göre, Irak Türkiye ekonomisinin en önemli ihracat pazarlarından birisi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Ocak-Temmuz 2017 verilerine göre Irak’ın ihracatta, Almanya ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin ardından üçüncü sırada yer alması bunun göstergesi. Geçtiğimiz yıl Irak'a yapılan ihracat rakamı 7.6 milyar doları bulurken, bu ihracat payının da büyük çoğunluğunu IKBY elinde tutuyordu ve bu rakam yıllık bazda yüzde 35'lik bir ihracat artışına tekabül ediyordu. Kısaca Erbil ve Ankara ilişkileri son 10 yılda en parlak dönemini yaşadı. Özellikle iki ülke arasında vize kolaylığı sağlanmasıyla ticaret hiç olmadığı kadar gelişti.
…
Bu tablo, 25 Eylül 2017'de yapılan bağımsızlık referandumuna karşı gelişen tepkilerle ters yüz oldu.
Sınır kapılarından, petrol akışına, inşaat sektörüne kadar birçok ticari anlaşma da bu tepkiler paralelinde ya askıya alındı ya da sınırlandırıldı ama tamamen kesilmedi.
Irak Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Süleymaniye ve Erbil kentlerindeki havalimanlarında, uluslararası hava trafiğini askıya aldığını referandumdan sadece dört gün sonra duyurdu.
İki ülke arasında alınan bir kararla 6 ay sonra 27 Mart 2018’de İstanbul-Erbil uçuşları yeniden başladı. Ancak Diyarbakır uçuşlarına izin verilmiyor olması önemli bir handikaptı.
Aradan geçen 18 ay içinde yapılan girişimlerle Diyarbakır-Erbil uçak seferleri 21 Mart günü yenide başladı. Seçilen günün anlamı bir yana; haftada üç gün yapılacak olan uçak seferlerinin geçen yıl ilişkileri canlandırma adına başlatılan girişimlere ivme kazandırılmasında önemli bir adım oldu.
Kuşkusuz seferler sadece iki şehir arasında değil, bölgenin ticari, sağlık, turizm, tarım, kültür, sanat ilişkilerini pozitif yönde etkileyecektir.
…
Günü birlik gerçekleştirilen bu gidiş-dönüşü fırsata çevirip hem Nevroz’un hem de bölgenin havasını solumak istedim.
Nevroz ile başlayalım.
IKBY’de Nevroz resmi tatil ve 3 gün sürüyor. Halk özellikle parklarda ya da kent dışındaki mesire alanlarında eğlenerek Nevroz’un tadını çıkarıyor.
Mesire alanlarında kadın-erkek-çocuk-yaşlı her kesimden insan yerel kıyafetler ve günlük giysilerle alanlara akın etmiş.
Sami Abdurrahman Parkı’ndayım. Toprak ve ot kokusuna kebapların, yemeklerin kokusu karışıyor. Bir renk cümbüşü var alanda.
Diyarbakır’dan geldiğimi öğrenen biri Nevroz için, “Bizde seyran, siz de berxwedan…” diyor gülerek.
Ancak insanlar, yakın geçmişle ilgili konuşmak istemiyor. Bugünü, anı yaşama telaşı var sanki. Yaşanan süreç insanları bir hayli yıpratmış. Zaten yoksul olan halk bu süreçten en fazla etkilenen kesim. (Devam Edecek)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.