soluğunu önüne katıp
içeri girdi genç adam ansızın
başıyla selamladı ardında kalanları
cümlenizi seviyorum dedi sonra
…
ceviz ağacını düşledi
kaysıya dadanmış kuşları
keçilerin umarsızlığına baktı dağ tarafında
derken güneş kondu kesik kayaya
…
sevişmek istedi düşleriyle
üryan halinden utanıp
vurdu halesine bir rengin
vurdukça büyüdü renk
gelip kondu göğsüne bir zaman
…
sıcağı hisetti, yedikçe yedi
su içti hem de kana kana
bardakta aradı rengi
apış arasına takıldı düşleri
yine dedi yine susamışlık
…
yürümek istedi bacakların hükmüyle
gücü yetmedi nefesine
bahar, ah bahar hülyası
yetmedi gücü şiire,
kitaba vesair yarım kalmışlara
…
Sonra yine yarım bir sesle konuştu aynasına
belki ‘bize yarım kalmış bir şiir gerek’
dedi ve susadı sonra
gölgesine baktı, çıplaktı
…
derken uzun uzun sustu sonra
gıcırdayan kapının aralığında
uzadı sesizliği
bir şarkı duyumsadı ardı sıra
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.