Aziz Gülmüş
Aziz Gülmüş yazdı: Ki Kır Kiiii (*)?
Diyarbekir’in bir köyünde oturan akrabam taaa İstanbullara beni ziyarete gelmişti. Birkaç gün bizde kaldı ve hasret giderdik. Ona : “İstanbul’a alışamadığımı, hep sıkıldığımı, köyde dam üstünde yatarken sabah eşek anırması ve horoz sesiyle uyanmak istediğime ilişkin özlemimi sıraladım. Akrabam Diyarbekir’e gider gitmez ilk işi İstanbul’a gelen bir yakınımıza çok güzel öten bir horoz vererek bana vermesini ister.
Aslında bu akrabam belki bir eşek de göndermek istemiştir ama çok fazla yer tuttuğundan ve göndermede problem yaşanacağından şimdilik horozla idare etmemi, ileride kısmet olursa bir eşek de yollayacağı haberini de gönderir. Horoz sağ salim bana teslim edildiğinde çok sevinmiş ve memleketin kokusunu duyar gibi olmuştum.
Müstakil evimin bahçesinde horoza bir kümes yaptım. Çocuklarım benden daha fazla ilgili memleket horozuna. Êêê… ne de olsa ulusal kültürümün bir ürünü. Evdeki herkes el üstünde tutuyor, kimi yemi ile, kimi suyu ile, kimisi kümesi ile ilgili görevleri kendi aralarında halletmişler.
Artık memleket hasretini daha az duyar oluyorum. Ahhh bir de eşek olsaydı ne güzel olurdu… Sabahları o müthiş ötüşü ile yataktan çocuklar gibi neşe ile fırlıyorum ve balkondan aşağı bahçeye bakıp dakikalarca horozumu seyrediyorum. Hele o “Ki kır kiiiii !!!!” diye ötmesi beni acayip mutlu ediyor.
Karadenizli komşum Bayram amca horozun sabah ötüşlerinden rahatsız olmuş olacak ki, birgün bana geldi ve bu rahatsızlığını anlattı. “Ha uşağum ben senun bu horozindan şikayetçiyum, sabahlaru uyuyamayrum bir de senun ha bu horozin değişik öteyur, bizim buraların horozi gibi değul” dediğinde ben gülmeye ve anlatmaya başladım : “Bayram amca bak benim Türkçem ile senin Türkçen bir mi ? Yok… farklı konuşuyoruz. Horozlarımızın da farklı ötmesi normaldir. Bizimki Kürdçe ötüyor” dediğimde horoz da o an ötmeye başladı “Ki kır kiiiiii !!!!” Bayram amca dönüp bana : “Ne dedi ?” diye sordu.
Ben de : “Kim kime koyduuuuu ?!!!!” diyor dediğimde, Bayram amcanın suratı bir karış hiçbir şey demeden kalkıp gitti.
Bir sabah kapı zilimiz ara vermeden çalmaya başladı. “Kim bu münasebetsiz ?” demeye kalmadan çocuklar balkondan kapı önünde bekleyen polis arabasını görmüşler ve “Baba Polisler geldi !” dediler. Balkona çıktığımda polisler :“Beyefendi aşağıya iner misiniz? hakkınızda şikayet var” Üzerimi bile değiştirmeden aşağıya indim. Polisler: “Horoz besliyormuşsunuz ve komşular bu durumdan şikayetçiler” dediğinde, şikayetçiyi hemen anlamıştım Laz Bayram amca… “Tabi gidelim” dedim. Polis arabasına bindim. Evrensel hukuk ilkelerine son derece bağlı olan ve kanıttan suçluya gitmeyi alışkanlık haline getiren polis, bizim sanık horoz’u da alıp karakola beraberimizde getirdi.
Yapılan şikayette benim horozun kürdce öttüğünü de bildirmişler. Komiser ifademi alırken “Horozun kürdce öttüğü doğru mu?”dedi. “Evet” dedim. Komiser şaşırmıştı. “Peki öterken ne diyor ? anlıyor musun?” dedi. “Evet… anlıyorum, “Ki Kır Kiiii ?” diyor bunun : “Kim kime koydu” anlamına geldiğini söyledim. Komiser “Türkçe öğretsene ” dediğinde, “Uzun bir zaman alır” dedim. “Çünkü horozlar dik başlıdır, bu nedenle kendilerine kürdce “Dik” adı verilmiştir.
Kolay kolay alışkanlıklarından vazgeçmezler, şimdi bu horozu darağacına da götürürseniz yine bildiğini okur, mahkemeye çıkarsanız savunma yapar, hem gırtlak yapıları da kürdce’ye uygun şekillenmiştir. Türkçe öğretilmeye zorlanırlarsa hiç anlaşılmayan sesler çıkarırlar, bu sesler onları bunalıma sokar, bu durum hayvan haklarının ihlali anlamına gelir ki, bu dava uluslar arası bir boyut kazanır. O zaman da milletçe zor durumda kalırız” dedim.
Komiser uzun uzun düşündü ve “Al horozunu git kardeşim ! neme lazım bu davalar başıma iş açabilir” dönüp şikayetçi Laz Bayram’a da, “Karakolu böyle eften püften davalarla meşgul etme bir daha şikayet edersen horoz yerine seni deliğe tıkarım ona göre” dedi.
Ben horozumu alıp karakolun kapısından çıktım ve karşı kaldırımda araba beklerken Laz Bayram amca da suratı yine bir karış karakoldan çıktı ve bana ters bir bakış fırlattı. Kucağımda tuttuğum horoz gıcık verircesine Laz Bayram’a doğru başını kaldırarak olanca gücü ile “Ki Kır Kiiiii ??!!!!!” diye öttüğünde Laz Bayram öfkeden kudurmuştu adeta. (*) Kim yaptı, Kim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.