Aziz Gülmüş yazdı: Karpuz Kabuğu Kimde Vaaarrr ?

“Çocuktum ufacıktım/top oynadım acıktım!” diyeceğim ama maalesef rahmetli annemin zulmü yüzünden gönül rahatlığı ile bir top oynayamadım. Tam oynamaya başlayacağım ki, uzaktan beni titreten sesini duyardım.. “Çabuk eve gel hayvanlar açtır, git biraz karpuz kabuğu topla !” diye ortalığı inletirdi. Hatta bazen hiç çağırmadığı halde ben gaipten sesler duyarak oyunu bırakıp eve doğru koşarak gittiğimi bile bilirim..

Annem yazın başlarında ailesini ziyaret için köye giderdi, aslında aile ziyareti bahane tabii. amaç; babasının mülküne tek başına konmuş kardeşinden kışlık zahire ve öteberileri almak. Bazen de bonus olarak iki koyun getirdiği bile oluyordu. Bu koyunları şehir ortamında evde beslemek tam bir rezaletti. Her ne kadar kışın kavurmayı afiyetle yesek bile.

Her nimetin bir külfeti olacaktı tabii. Eğer o gün koyunlara verecek bir şey kalmamışsa akşam yemekten hemen sonra elimize sepeti tutuşturur, gidin sokaktan karpuz kabuğu toplayın derdi. Çaresiz sepeti veya kovayı elimize alır, sokak sokak kapı önlerine bırakılmış karpuz kabuklarını toplardık.

Bazen iki turda sepeti doldurup keyifle eve dönerken, bazen de saatlerce dönüp dolaşır bir şey bulamazdık. Bulamadığımız zamanlarda da yüksek sesle karanlık sokaklarda :

- Karpuz kabuğuuu kim de vaaaarrr !!! diye avazımız çıktığınca bağırırdık. Arada bir sesimizi duyan hayırsever karpuz yiyenler tarafından çağrılır ve kabukları keyifle sepetlere doldururduk.

Bir seferinde yine böyle bağırırken, elinde el arabası ile gezen orta yaşlı bir adam bize yaklaştı:

- Ne topluyorsunuz ? diye sordu.

- Karpuz kabuğu topluyoruz.. dedik.

- Bak bir daha sizi bu sokaklarda görmiyim ! İneklerim var, bu sokakların karpuz kabuklarını ben topluyorum! diye sertçe bir çıkış yaptı.

- Abi bizim de koyunlarımız var..

- Ben ineklerin sütünü satarak çocuklarıma bakıyorum.. fazla uzatmayın s.ktir olup gidin ! diye azarladı. Çok zorumuza gitmişti ama adam yaşça bizden büyüktü, bizi haşat eder diye korkudan yürüyüp gittik.

Daha sonraki zamanlarda artık koyun beslemez olmuştuk. Ama bizi azarlayan inek sahibi adamı akşam karanlık çöktükten sonra hep görüyorduk, bizim sokakta bile karpuz kabuğu toplamaya geliyordu. Nasıl olsa koyunlara soy kırım uygulamış ve annemin karpuz kabuğunu bahane eden baskı ve şiddetinden bir nebze olsun kurtulmuştuk…

Bir gece topladığım ve rollerini dağıttığım arkadaşlarla İnek sahibi amcamıza bir oyun düşündük.. Her birimiz karanlık bir köşede durduk. Amca:

- Karpuz kabuğu kimde vaaaarr !! diye bağırınca, köşede saklanan biri :

- Amcaaa gel geeeelll !! diye çağırdı. Amca o tarafa yönelince bu kez aynı seslenmeyi başka biri yaptı. Bu oyun böyle onbeş yirmi dakika sürünce adam resmen küplere bindi ve Kürdce küfür etmeye başladı. Artık her çağırışımıza o da :

- Qûzzê diya weeeee !! (Ananızın …!!") diye yanıt veriyordu.

Adamın ettiği bu küfürleri duyan orta yaşlı, arkadaşımızın annesi Aysel Teyze evinin penceresinden adama Kürdce seslendi:

- Tû fedî nake? Ev çi xeberên pis e! (Utanmıyor musun böyle pis küfür mü edilir ?) dedi.

- Xwişka min ev pîçana henekên xwe bi min dikin!/ Bacım bu piçler benimle alay ediyorlar diye yanıt verdi. Aysel teyze:

- Ew zarokin, lê tû mîna kerkiyî bênamus/ Onlar çocuktur, sen eşek kadar adamsın namusuz ! dedi.

Adam oldukça öfkelenmişti.

--Ez diya zarokanim ! (Çocukların anasını …kim !”) diye küfür edince. Mahallede arbede çıktı. Ortalık karıştı. Adama saldıranlar, küfür edenler topladığı karpuz kabuklarını adamın kafasına atanlar.. Resmen adam linç edilmekten son anda kaçıp kurtuldu.

İşte akıllı politikamız sayesinde adamı provoke edip oyuna getirdik ve böylece intikamımızı fena bir şekilde aldık. Demek ki siyaset ve dezge her yaşta yapılabiliyormuş..

Eğer bir siyasetçi de halkına, bizim İnek sahibi misali, "quzê diya weee! "diye küfür ediyorsa mutlaka dezgeye gelmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Gülmüş Arşivi