../Bizim oralarda Emin Ağa adında bir köy sahibi amca hep fötr şapka kullanırmış, şapkası eskiyince, kendine yenisini alır ,eskisini de marabası bir köylüye verirmiş.

O mıntıkada iki kişi fötr şapka takarmış, biri Emin Ağa, diğeri de Ağanın marabası.

Köylüler bir gün şehirden köye dönerken, yol kenarında zula bir yerde fötr şapkalı birinin eşeğe tecavüz ettiğine şahit olur. Köye dönünce Emin Ağa'nın eşek bellediğini söylerler. Bu dedikodu Ağanın kulağına kadar ulaşır. Ağa, kendisinden emin olduğu için marabayı bulur, huzuruna getirtir ve iyi bir falakadan sonra:

–  Ehey dole qehpıka, tu dınnı kera foterexwe ji sere xwe derxini. /O…çocuğu madem eşek ..kiyorsun bari foteri çıkar) diye cezasını verir ve o günden sonra fotr şapkasını da eskimiş de olsa kimseye vermez.

Siyasetçiler de böyledir, foteri birbirlerinden devralanlar. (Neyse zaten siz anladınız onu)

…

Hemê'nin anası, komşuları Kejê'ye dert yanar:

– "Büyük oğlum Sılêman'ın çoçıxları damda yatmax istiler Hemê bıraxmi, damın kapısıni kilitlemiş, bu sıcaxta çocıxlar nerde yatsınlar? Allah rızasi için hele onınla bi qonış" der.

Kejê, Hemê'yi karşısına alır ve konuşmaya başlar:

– Hemê kardeş damın kapısını neden kilitlemişsin?

Hemê:

– Baxçaya bi limon ağaci dikmiştim Sılêmanın pijleri dama çıxıp limonlarımi koparilar!

Kejê:

– İyi ama bu sıcakta abenin çocukları, nerede yatsınlar?

Hemê, “Nerede yatilarsa yatsınlar dam benimdır!” der.

Kejê:

– Dam nasıl senin oluyor?

Hemê:

– Sılêman abem evin duvarlarını yapmıştı, ben de İstanbola gittim çalıştım o parayla evin damını yaptım. Dam benimdir! (SON)