Dr. A.Vahap Kaya yazdı: Güvenilir kime, neye nasıl (1)

Güvenilir olup olmadığını öğrenmenin en iyi yolu güvenmektir. Güven en asil ve ilk ilişkiyi sağlayan bir duygudur. Canlı organizmaların kendilerini güvende hissettiklerinde daha rahat geliştikleri bilinen bir başka gerçektir. İnsan ilişkilerinde ise siz karşıdakine güvendiğinizde sizin de karşıdakilerde güven hislerini uyandırdığınızı ve birilerine güven aşıladığınızı unutmayın. Zaten güven süreklikle akan bir derenin çevresindeki toprak ve kendi dere yatağında bulunan canlıları beslediği gibi geçtiği yerden de beslenmeyi sürdürür. Yani güven karşıdakini yaşattığı gibi kendi yaşam koşullarını da olgunlaştırıyor. Bu karşılıklı birbirine güven duygusunu yeşertme ilişkisidir. Yani doğada bir denge, alışverişte kazançların ortak belirlendiği sirkülasyonu uzun bir erek olarak iş görür. Elbette ki hiçbir şey bir günde inşa olmaz ve bir günde tohumları toprağı çatlatıp yeşermez ve fide olmaz. Yani bazı şartların olgunlaşması için gerekli yaşam koşullarına ihtiyaç vardır ama yaşam koşulları olgunlaştıktan sonra yaşamın devresi kolay, kolay kapanmıyor. Böyle bir ikilem ilişkisinde karşılıklı emek ile, umut ile yaşama başka anlamlar ve yeni hedefler katarak ilerlenmiş olunur. Bir emek sonrası oluşturulan iklim veya oluşan ortam güven ilişkisinin kurulmasına sebep olur. Bu iklimlerde en rahat yaşam koşulları ve en narin ilişkilerin kendini oluşturduğu gibi oralarda yaşamak isteyenleri de yaşattığı ortama dönüşüyor. Güven güveni aşılar ve ortamda yaşayanlara yaşam hakkını doğurduğu gibi açık davetiyeye hicabet edenlerin de yeni renkleriyle güvene başka yorum ve anlamları da katabileceğini de hesaplamakta yarar vardır.

Güvende insanların gerçek cevherleri ortaya çıkar. Kim o güne kadar ne birikim yapmışsa, kim yaptığı birikimleri nasıl kullanmak istiyorsa sonuç davranışına yansır ve onu dışarı çıkarır. Siz kendi içinizdeki cevheri hangi değirmende işlemek isterseniz hangi harmanda harmanlamak isterseniz değerlendirme size kalmış bir şey, emek sizin, emeği ortaya çıkaran kişi siz ve bu emek için zaman kaybını yaşayan veya zamanı harcayan kişi siz olunca özgürce tercihi yapmak sizin elinizde olduğunu unutmayın. Sizin cevherinizi işlediğiniz ortama bulaşacağından emin olabilirsiniz. Ortam sizin cevherinizin kalitesini, içindeki birikimini öğrenmiş olur. Sizin hayalinizdeki cevher bulaştığınız yerlerin coğrafyasında veya sizden daha önce mevsimini harmanlayanların bırakacağı bir polen bir tohum veya bir DNA hücresi olarak size de bulaşabilir. Her bulaşma yeni hayatların doğmasına veya yeni yaşamların oluşmasına sebep olacak başlangıçları da başlatabilir. Bulaşma sahnesinde size bulaşan sıra dışı hücreler sizin istediğiniz bir şey ise sizde hayallerinizin tohumuna kavuşmuş ve bu tohumun yetiştirilme sürecine başlamış olursunuz. Artık ormanları yaratacak ortama, mevsimleri getirmeye çalışan bir gülden öteye idealleri olan, mevsimleri getiren gül bahçelerine dönüşmedeki en mütevazı hal bile umut doğuran mevsimlere dönüşür. Yeter ki boşa geçen zaman ve tembellik olmasın. Yapılan çalışmaları ve harcanan emekleri boşa çıkaran güçlerden uzak bir yolculuğa başlasanız bile; sizin emeğinizin elinize verdiği rehberlikte sizi yarınlara çıkaracak bilgi ve doğru rehberliği bulursunuz. Emek dediğiniz şey size bilgi, size çevre ve size güven olarak geri dönüşüm yaptığında aslında beklediğiniz bir şey olduğunu da fark edersiniz.

Güven duygusu aslında bir sığınaktır ve bir konaktır. Siz sığınak ve konakta rahat ettiğiniz sürece daha sağlıklı düşünür ve sağlıklı düşündüğünüzde de üretkenliğiniz doğal şartlara büründüğünden üretiminiz, sağlıklı ilişkiniz artmış olur. Buralardaki doğal yaşamın konumlandığı sığınak ve konaklarda hazırlıklar çok önceden başladığı için sizin günübirlik hazırlıklara girişmenize gerek yoktur. Sizin hangi çalışmalara başlayacağınıza dair yeni planlar ve yeni tasarımlara girişmenize gerek yoktur. Siz bu konakların içine girip asırlarca minnetsiz yaşayabileceğiniz bir dünyadır adeta ve sizden daha önce gelerek aynı ortama yerleşmiş insanlarında sizin gibi gelişen süreçlerden geçen emektarlar olduğunu unutmayın. Bu emekçiler sürecin yaşanılır bir hal alması için aralıksız çaba sarf edenlerden oluştuğunu bilmeniz sizi biraz da rahatlatır diye söylüyorum ki hiç kimse emek sarf etmeden güzel bir yere gelemeyeceğini unutmamak gerekir. Hani yaşama avantajlı başlayan insanların bir argümanı ben baba parası yiyorum sığınmaları hazıra konmuşların herhangi bir şey üretmeden yaşamdan alıp harcadıkları bilinmez bir konu değildir. Kendinizi ve özünüzü orada yeşertip, orada gelişme kaydedebileceğiniz bir yaşam biçimidir. Orada ekstradan bir yüreğe ihtiyaç yoktur. Size gelmek isteyen yüreklin yerleşmesine ihtiyaç vardır. Siz bu ilişki sirkülasyonunda nerede durursanız durun oluşmuş güveni bir buhrana çevirmezseniz ama sizin konakçıların yaşamlarından örneklerle geniş bir perspektif yakalanmış olur. Her zaman bu ilişki böyle tecelli eder mi? Hayır, ama insanlar var olduğu sürece bu ilişki beklentiden umut kesememek lazımdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Vahap Kaya Arşivi