Ufuk Çimen yazdı: Bir musibet, bin nasihate evla

Pandemi süreci bizlere birçok şeyi hatırlattı.

Koronavirüs, dayatılan ekonomi modellerinden, yoksullaştırmaya, toplumsal yalnızlığa, dayanışma(ma)ya kadar birçok alanda gerçeği görme zamanının gelip çattığını gösterdi bize.

Geç ve güç olsa da gözümüz kısmen açıldı.

Ancak hafızayı beşer bu ya; çabuk unutuyoruz.

Özellikle sosyal bir yaratık olan insanın toplumdan soyutlanacak seviyeye gelmesi ve bununla ilişkili dayatılan toplumsal/ekonomik döngü büyük sekteye uğradı.

Neyse en azından şimdilik kısmen atlattık bu süreci ve 1 Mart itibarıyla yeni bir sürecin başlangıcı verildi.

Ancak bu da başka türlü bir başarı ve görünürlük ortaya çıkardı; Makul düzey kabul edilen mavi bölgeler…

Başarı tarifini virüsün az seviyelerde görünmesi kıyaslı olması, virüsün yayılmasını yavaşlatma ve öldürücülük niteliğinin artmasını önlemenin başarı olacağını kabul ettik.

Bu tip bir bilinmezlik karşısında bilimsel öngörüleri uygulamaktan başka yol olmadığını kabul etmek önemli.

Sosyalleşmenin Türkiye’nin batısına göre hayli fazla olduğu bölgemizde bu tablo zorlama da olsa mevcut şartlarda sevindirici.

Bunu nasıl başardık peki?

Gündelik önceliklerden vazgeçerek elbet…

Neydi bu öncelikler? Aile içi ziyaretler, dost meclisleri, düğün, nişan vs…

Ancak, virüsün yayılmasını önlemek adına, özellikle gençlerin bu önceliklerden vazgeçebilmesinin nedeni; virüs yayıldıkça ve mutasyona uğradıkça daha tehlikeli olabilme ihtimali ve yakın çevremizde yaşanan ölümlere kadar varan acı tecrübeler.

Neredeyse herkesin yakın çevresinden ölümlere, yoğun bakımlık durumlara şahit olması da tetikledi genel değişimi.

Korkuyu fark eden, kendi ve başkalarının hayatındaki acıları görebilen insanlar kendilerini kontrol etmeyi, alışkanlardan vazgeçmeyi başarabiliyor.

Bir musibetin, bin nasihate evla olduğu acı tecrübeler ve bu tecrübelerden ders çıkarma refleksi toplumsal alışkanlıkları ne çabuk değiştirdiğine şahit olduk.

Önemli olan yeni normalleşmeden; zincirden kurtulmuş gibi eski alışkanlıklara saldırmama iradesini oluşturabilecek aklı da sürdürmek.

Tabi bunda toplum önderlerinin kendi vazgeçişleri ve özdenetimleri de önemli ve bu toplumsal amacı da olumlu/olumsuz etkileyip belirliyor.

Kendimizle sınırlı olmayan yaşamda, toplumsal yarar ve farkındalık yaratmak her bireyin görevi ve bunu ancak hep beraber atlatabiliriz.

Günün sonunda bu bilinç mavi bölgelerin çoğalmasına ve düzenli bir normalleşmeye sebep olabilir.

Sağlıkla kalın, mavi ile kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ufuk Çimen Arşivi