Sur: Hem acı, hem umut

Sur: Hem acı, hem umut
Şuramızda bir şey var. /Acıya benzer, umuda benzer... /Böyle günlerde her şey, /Hem acıya, hem umuda benzer"... Arif Damar … 2015 yılında yaşanan...

Şuramızda bir şey var. /Acıya benzer, umuda benzer... /Böyle günlerde her şey, /Hem acıya, hem umuda benzer"... Arif Damar

2015 yılında yaşanan çatışmalarda zarar gören ve büyük bölümü yıkılan evlerin yerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından inşa edilen evlerin bir kısmı tamamlanmış ve 2020 yılında hak sahiplerine teslim edilmesi hedefleniyor.

Söz konusu alanda koruma kurullarının onaylarıyla gerçekleştirilen bin 500 konut, 10 butik otel, çok sayıda iş yeri yapılması planlanıyor.

Bunlardan 579 yapının ihalelerinin yapıldığı ve teslim aşamasına gelen yapılar olduğu Sur Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Abdullah Çiftçi tarafından açıklandı.

Açıklamada, Alipaşa, Fatihpaşa ve Hasırlı mahallerindeki yapıların bir kısmının tamamlandığını öğreniyoruz.

Çiftçi, sosyal medyada Sur ilçesinde halen sokağa çıkma yasağı uygulandığı yönündeki iddiaları da değerlendirmiş ve  "Sur'da çatışma sürecinin sona ermesinden sonra sokağa çıkma yasağı olan bir mahallemiz yok. Tabi burası bir şantiye alanı ve yoğun bir çalışma var. Şantiye alanının içerisine girişle ilgili bir kısıtlamanın dışında şu anda Sur'un hiçbir mahallesinde sokağa çıkma yasağı yok. Bütün mahallelerimizde rahatlıkla insanlar geliyor ve önceki dönemlerle kıyaslanmayacak kadar bir turist yoğunluğu var” dedi.

Coğrafya insanın kaderiymiş.

Şairin dediği gibi hem acı, hem umut…

Kaderi ve Sur’u anlatmak için kullanılabilecek iki zıtlık.

Doğup büyüdüğün yerin hayattaki anlamı orada yaşayan insanlara has bir duygudur, yaşamayan bilmez.

Taraflı tarafsız herkes tarafından dillendirilen yeni konutlarınilçenin mimarisine uymadığı ve daha önce orada yaşayanların alamayacakları düzeyde astronomik rakamlarla fiyatlar biçilmesi, sermaye ve ranta yaslanan bir anlayışla kurgulanıyor olması kadar; Sur’da yapılan villaların, butik otellerin hangi amaçla inşa edildiğine, kimlere satılacağına anlam yüklemeye gerek yok.

...

Tarihin ve yığınla anıların olduğu bir yerin neredeyse komple yeniden inşa edilmesi -daha güzel de olsa- eksik kalan “ruh”la boşlukta kalıyor.

Yaşam kültürü, komşuluk, dayanışma, kapı önü muhabbetleri bunlar hepsi bilcümle kültürün yapı taşlarıydı ve artık yok…

Olmayacak da.

Butik otel, taş görünümlü beton yapılar, işyerleri hepsi ruhsuz birer yapı olarak, soğuk, acımasız bir savaşı, yıkımı akıllarda taze tutacak.

İlçenin, yıkım ve yeniden inşası, bu mantık üzerine kurulduğundan mağduriyet, yoksulluk ve acıyla yoğrulan binlerce yıllık tarih ile ortaya çıkan sosyal-kültürel yapı korunmadan yapılanlar çok anlamlı gelmiyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.