Uyuşturucu Diyarbakır'ı yozlaştırdı

Recep ÇALIŞKAN-İlknur FİDAN/YENİGÜN ÖZEL - Uyuşturucu kullanım yaşının 9’a düştüğü Diyarbakır’da yozlaşmaya neden oldu. Yenigün yazarı ve eğitimci Aziz Gülmüş, son günlerde kentte uyuşturucu kullanımıyla ilgili yaptığı incelemeleri değerlendirdi. Bir dönem Diyarbakır gençlerinin siyaset, kültür, sanat gibi birçok alanla anıldığını anımsatan Gülmüş, şu an ise uyuşturucuyla anılmaları kabul edilemez bir sonuç olduğunu söyledi. Uyuşturucu kullanan çocuk ve gençlerin ailelerine de olumsuzluklar yaşattığını aktaran Gülmüş, “Diyarbakır gençliğinin çok daha aktif bir siyasal yapıda ve toplumsal sorunlarla haşır neşir olan bir yapısı vardı. Süreç içerisinde bu yozlaşmayı görünce içim parçalandı” dedi.

‘BU SÜRE İÇERİSİNDE ÇOK BÜYÜK DRAMLAR GÖRDÜM’
Uyuşturucuyla mücadelede herkesin sorumluluk alması gerektiğini ifade eden Gülmüş, “Böyle bir durumun olmaması gerekir. Diyarbakır gençliği okuyan, araştıran, belli bir sosyal aktiviteler içerisinde yer alan bu gençlik, neden bu hale geldi diye sorgulamaya başladım. Bu konuyla ilgili araştırmaya başladım. Diyarbakır’ı her ziyaretimde, bunun sosyolojik nedenlerini araştırmaya başladım. Çevremdeki arkadaşlarla bizzat bu duruma düşenlerle konuşarak, hatta evlerinde onları ziyaret ederek araştırmaya başladım. Yazar bir kimliğimiz var ve bundan dolayı kendimi sorumlu hissettim. Bu süre içerisinde çok büyük dramlar gördüm. Uyuşturucu kullananlar kendileriyle birlikte ailelerini de perişan ediyor. Uçuruma sürüklenen bu gençliğin, içinde bulunduğu kargaşayı sindiremedim. Bu yüzden bu konunun üzerinde durmak istedim ve kendimi sorumlu hissettim” diye konuştu.

‘TOPLUM OLARAK BU DURUMA DUR DEMELİYİZ’
Madde bağımlılığının sosyolojik nedenlerini sıralayan yazar Gülmüş, Diyarbakır’da herkesin bu duruma dur demesi gerektiğini belirtti. Gülmüş, “Son yıllarda Diyarbakır gerek siyasal, gerek ekonomi yönünden özellikle kırsaldan kente çok sayıda göç aldı. Bu durum demografik yapıyı müthiş şekilde değiştirdi. Köyden kente gelen insanlarda değişimler söz konusu. Bu kişiler, bir taraftan şehirleşmeye çalışırken, diğer taraftan kendi içinde büyük çatışmalar yaşıyor. İşsizlik gibi nedenler çok büyük kargaşaya neden oldu. Aileler, ekonomik sıkıntılar içerisinde çocuklarını ve kendilerini ihmal etmeye başladılar. Çocuklar, ebeveynsiz büyümek zorunda kalıyor. Ailenin kendisine vermesi gereken normları sokaklardan öğrenmek zorunda kalıyor. Bu defa da, aile ile çocuk arasında çatışma başlıyor. Bu şekilde evi terk eden gençler arkadaşları ile beraber kalarak kötü alışkanlıklar ediniyor. Böyle olunca madde bağımlısı gencin ailesi çocuklarının peşine düşüyor. Çocuklarını parktan toplayan aileleri görüyoruz. İşin bu noktaya gelmesinin sosyolojik nedeni budur. Bir kuşak bu şekilde yok oluyor ve geleceğimizi kaybediyoruz. Toplum olarak buna dur demeliyiz” diye konuştu.

‘STK’LARA BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR’
Gülmüş, Diyarbakır’da uyuşturucu kullanımını önlemek için başta sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri harekete geçmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
“Özellikle sivil toplum kuruluşları siyasal anlamda çok büyük işler ve öneriler yapıyor. Fakat her şeyi kenara bırakıp öncelikle bu gençlerimizi kurtaralım. Bunu gündemlerine taşısınlar. Bu konu ile ilgili çalışmalar başlatsınlar. Gençliğin sanata ve spora yönelmesi gerekiyor. Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşları bu anlamda çok büyük işler düşüyor. Sivil toplum kuruluşları bizzat gidip aileler ile görüşmesi gerek. Gençlik kurtarılmaz ise üretim faaliyetleri de durma noktasına gelir. Gençlerin bu duruma düşmesi aile yapısına, toplumsal yapıya ve ekonomik yapıya da bir darbedir.”