Özde yaşam

Kendin ol ki kendine ait bir kimliğin olsun, dışarıdan bakanlar senin kim olduğunu söyleyebilsin, aksi başka elbiseler altında ezilen bir kişilik olursun.

Ne kadar devinsen de istikrarı yakalayamazsın, insanların arasında kendi beynin üretimi olan bir kelime söyleyemezsin

Kendin ol seni senden almaya çalışanları sen fark edebilesin, birileri ununu çalsın, biri değirmeni ortadan kaldırsın, sen ise hayallerde bile sofraya ekmek götüremezsin

Sen isen her zaman kişilik oturması noktasında hep aç gezersin

Kendin olmak nadastan çıkmış harmanlaması katmerli emek ile işlenmiş tarladan besili tohum olarak fışkırmaktır.

Artık kendi dünyan güllük gülistanlık ve sen içinde gezinen bir derviş

Kendin olmak annenin ak sütünü helal etmektir, bunca zamanlı zamansız dünyaya gelişlerin hakkını veremeyenlere karşı alnı açık yürümektir.

İhtiyacı olana da bir örnek sunmaktır

“Darbelerin bini bir para olsa bile yıkamazsın sevgiden oluşmuş kalelerimi ve anneme verdiğim sözden geri kalmadan yoluna devam etmektir.

Bir hırpalamaya kalkarsan yine ve yine altından kalkarım, saldırılarını alnına kara leke olarak işlediğin binlerce saldırılarına eyvallah etmem, vız gelir tırıs gider bilesin.”

Şahlanmış duyguların saf ve temiz alanında ağıma diken batmayacağını bilmektir kendimi sana bu kadar rahat sunarken

Kendin olmak bir efsanenin senin vücudunda yaşaması demektir, geride tahribatlar bırakmadan, geride övünülecek bir tarih yazgısına sahip çıkmaktır.

Bir araştırmacının hassasiyetinde seni ve sen olma koşullarını yaşama işlemektir

Kahramanların sofranda yemek yiyebilmek için yarışlara sahne olmaktır yaşamın rengi, dönüp bir randevu daha alabilmek için gözlerinin içine bakmaktır

Bir nazlı kız edasıyla gözlerini başarının mütevaziliğinden kaçırmaktır

Kendin olmak her şeyi yetiştirip, yetiştirilen her şeyin doğal olması ve doğaldan da kendine pay çıkarmaktır

Elemelerden kalburüstü kalmanın başarısına, kendine ait kısımda; altın harflerin oku seni göstermektir.

Harcanan emeğin karşılığını dar günlerin geleceği adına heybeye atmaktır.

Bir sinemada oynan filme, karaktere senin karar verip oyunun oynayış biçiminden yandan beslenen figüranların bile sen olma hevesinden kalp krizi geçirmeye ramak heyecana tutulmaktır

Alnı açık gezilen bölümlerde mahkûmlar arasından dünyayı seyir alanına çeviren gezintide görünmezler sınıfından parlayan yıldızlar sınıfına terfi etmektir.

Yarışların sahne aldığı yaşam dilimi aydınlık hızında kendini sen olma suda yıkamaktır sevda ile, bir de bakmışsın ki senleşen yaşamda beni kendine getirdiğinden; artık sen ile aşık atmaktır.

Kendin olmaktan çıktın mı? Zayıflarsın, başkasın, yamanma ihtiyacı hissedersin, kirlenirsin bir süre sonra akıntıya kapılırsın.

Devler savaşındaki alaborada sevdaya aşk nağmesi bakış atmaktır, seni tarifte kelimeler yetersiz, söz boğazda düğümlenir, sen hıçkırıkta yaşam belirtisi bebeğin ağlaması anneye müjde sunmaktır.

Esamesi mercek ile aranılan yaşam eseri bir iz bırakmadan yaşamdan çekilmektir bunca zenginliğin yaşandığı yalın ortamda her şeyin göründüğü zamanımıza tekabül ilerleyiş seni daha fazla güvenceye kavuşmaktır.

Yeniğin hali bir atın sırtından hedefe kilitli dörtnala başlamış süvari, hedefe kilitli partnerini bırakıp atın sırtında olmaktan ödü patlayıp sonu görmemektir teslimiyetin ve erozyonun kollarında kaderine razı gelmektir

Yerleşim yeri için tarihler akıntısından nasiplenmeye ramak kala, müsekimler yer yurt bulup yerleşme çalışmasının arifesinde kervandan ayrılmaktır, umudu boşa çıkarmaktır.

Karşı çıktıkların artık senin savundukların haline geliyor, bu ne biçim insanlık dediğin mide bulandırıcı tablolara razı gelmek ve alışmaktır.

Lakin ne doğa ne de emek ile kültürünü oluşturmuş toplumun hiçbir zaman bedbahta alışmayacağını bilmektir

Eh bu kadarı da fazla dediğin nice tablolar sen eliyle yaşama renk değiştirilerek giriş öyküsünde senin izini silmen mümkün değil ve sen renginde yaşamı zehirlemektir.

Birileri bir gün olsun harman olsun sana gösteririm dediği ağız değişmiş seni gövdende yer edinmiş ve sen artık nara atıyorsun gün olsun size gösteririm deyip ezaya sebebiyetsin ve kendini başka görmektir

Arık yaşamın her tarafına lanet şırası bulaşmış, yapışkan ve ayrılmanın bedeli yok olmaktır bunca ah ve beddualara karşılık

Ama sen hala hülyaların envayisini yaşarsın sanki yaşanılanlardan, olanlardan bihaber gününü gün etmeye çalışırsın, giydiğin tulumda boğulmaktır

Bir akıntıdır ki kendin artık o akıntıyı savunuyorsundur, bak ne güzel yüzüyoruma getiriyorsun ve reklam yapıyorsun amaç kendine yandaş ve taraftar bulmaktır

Herkesten seni anlamasını bekliyorsun, anlamayana düşman gözüktü deyip hücuma kalkıyorsun, saldırı için yardım istiyorsun, insanlığın esamesine bile sen karar vermediysen artısını hazmetmemektir

Halk emeğini unutma, unutturan sistemlerin yanlış tarafıdır, sistem hastadır, sen bir kurallar manzumesi, bir sistem değil insansın

Her doğumun doğru zaman ve zeminde olmadığı gibi her doğum sağlıklı da olmaz ve yanlışta bu yanlış doğum grubundadır.

Düzeltmek mi dersin; evet eyvallah ve yardıma hazırım önce kendin olma özelliğini temellendirdiğim kültürü seç, anneyi seç ve yarının rengini seç

İşte birlikte var olmanın dayanılmaz cazibesi seni yaşama sürükler, ben isem bir amelelik çıktığında kendimi yeniden yaratmanın fırsatı deyip kendimde var olmanın heyecanına kapılırım

Bir parlayan göz yeniden bizi takip eder, biz de kendimizden emin yüzeceğimiz tenha limanlarda gemilerimizi yaşama yolculukta yeniden yükleriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Vahap Kaya Arşivi