Havadan, sudan

Uyuşturucu satıcılarının en bilindik savunması “satıcı değil kullanıcıyım”…

Tabi bu belirli miktarlarda geçerli.

Ancak Kayseri’de geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay bu anlamda umut verici.

Üzerinde 0.80 gram (1 gramın altında) marihuana bulunan Vedat Ç, kullanıcı olduğunu söylediği halde ‘uyuşturucu madde ticareti’ suçundan sekiz yıl dört ay hapis, 16 bin 600 TL para cezasına çarptırıldı.

Kadın cinayetleri, toplumun kanayan yarası.

Değişen toplumsal yapıdaki kadın-erkek ilişkilerinin yarattığı bir kaos hali.

Bu kanayan yaraya dikkat çekmek için her nedense hep bir kadın cinayeti beklenir.

Ancak, grafik tasarımcı, müzisyen ve sanatçı Vahit Tuna bunu beklemeden çok güzel bir çalışma yaptı geçtiğimiz günlerde.

Tuna tarafından tasarlanan proje ileKabataş’ta sanat platformu olarak kullanılan bir binanın duvarına kadın cinayetlerine dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak için 2018 yılında öldürülen 440 kadını temsilen 440 çift kadın ayakkabısı asıldı.

Tebrikler.

Bir haber de yurtdışından.

Danimarka’da polisin önemli bir kanıt olarak kullandığı jeo-lokasyon da denilen coğrafi lokasyon verilerini işleyen yazılımda bir açık bulundu. Hata nedeniyle bir saat içinde beş arama yapan bir telefonun bazen sadece ilk saatte yaptığı aramaların kayıt altına alındığı ya da bir telefonun aynı anda farklı telefon kulelerine sinyal gönderebildiği ortaya çıktı. Alınan mesajların lokasyonunun yanlış kaydedildiği bazen de belirli kulelerin lokasyonuna ilişkin verilerin yanlış olduğu tespit edildi.

Bunun üzerine 2012 yılından bu yana süren 10 bin 700 davanın yeniden görülmesine, 32 mahkumun da serbest bırakılmasına karar verildi.

Avantaj mı dezavantaj mı? Siz düşünün, bence farklı tehlikelere açık durumları ortaya çıkarabilecek bir tespit.

Yurtdışından devam edelim.

Hollanda’nın başkenti Amsterdam'ın ilk kadın belediye başkanı FemkeHalsema, imamların kadınları aşağılayan, eşcinselliğin günah olduğunu savunan vaazlar verdiği camilere karşı harekete geçeceğini, bu tür olumsuz görüşlerde ısrar eden camileri ise kapatacağını vurguladı. Amsterdam’ın inanç ve inancı yaşama özgürlüğü prensiplerini benimsediğini belirten Halsema, “Ama biz köktendinciliğe hayır diyoruz. Fikirlerinizi başkalarına dayatırsanız, hukukun üstünlüğüne karşı saldırgan bir tutum takınırsanız, o hukuk devleti tarafından korunamazsınız. Amsterdam’da anti-demokratik vaazların verildiği birkaç cami var. Onları yakından izliyoruz. Buna devam ederlerse bizimle ciddi sorun yaşayacaklar.” dedi.

Bunu yapan Kilise olsa ne yapacak acaba?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi