Ufuk Çimen Yazdı: Kar güzellemeleri ve Sevgililer Günü

Kar yağışı, öncesi ve sonrasında başlayan soğuklar ve o sihirli örtünün harikulade görüntülerinden etkilenmemek mümkün değil.

Ancak kar ve soğuk; bardağın boş tarafından bakınca iç acıtan trajedilerle de dolu aynı zamanda.

1,5 yaşındaki İmanAhmed Leyla’nın Esed rejimi ve destekçilerinin saldırıları nedeniyle önce evsiz kalıp, sonra da sığındıkları Türkiye sınırındaki kamp bölgesinde gözleri açık şekilde soğuktan ölmesi bardağın boş yanının acı resmi değil mi?

Her şey zengine güzel!

Botlar, kalın montlar, eldivenler, atkılar eşliğinde modellere taş çıkartan pozlarla selfilere konu olan kar fotoğraf paylaşımlarına beri yandansevgililer günügürültüsünden bakarken, İmanAhmed Leyla’nın ölümü çarptı hep gözüme ya da yoksulluğun dibe vurduğu terlikli kadın, yazlık spor ayakkabısıyla bir çocuk!

Evet, her şey zengine güzel!

Soğukta da sıcakta da aynı manzaranın kahredici geri planındaki yoksulluğun yok sayıldığı, görmezden gelindiği bu sıralarda birkaç güzel insan, sevgililer gününe nispet yaparcasına bir etkinlik paylaştı.

Etkinlikte sevgili niyetine alınan hediyelerin bir yoksula verilmesi öngörülüyordu, tuttu da. Tebrikler.

Metropoll araştırma 14 Şubat Sevgililer Günü'ne özel 'Türkiye'nin Aşk Raporu' anketini yayımladı.

Toplam bin 926 kişi ile yapılan araştırmada sadece yüzde 30,9 Sevgililer Günü'nü kutladığını söyledi.

14 Şubat’ın Sevgililer Günü olduğunu ankete katılanların yüzde 38,4'ü doğrudan ifade ediyor. Buna karşılık, yüzde 40,4’lük bir kesimde 14 Şubat’ın bir karşılığı yok. Yaklaşık yüzde 15’lik bir kesim 14 Şubat gününü “Anlamsız bir gün” (yüzde 13) ve “Para tuzağı” (yüzde 2,2) şeklinde ifade ediyor.

Kısaca Türkiye’nin yaklaşık üçte biri Sevgililer Günü’nü kutlarken, yüzde 66,4’ü kutlamıyor. Yüzde 2,7'si ise bir fikrinin olmadığını söylüyor.

Bu da iyi.

Edip Berk’ten Kar Güzellemesi:Kar yağdı, etraf bembeyaz bir örtüyle kaplandı, sıcak evlerinden çıkan çocuklar yuvarlanıyor karda, kadınlar utangaçça kartopu oynuyor. soğukluğu dışında gerçekten büyüleyici ve romantik duygular uyandıran bir manzara sunuyor kar. altı yaşından onbir yaşına kadar birbuçuk kilometre yol yürüyerek ve genelde üşüyerek ve çamura saplanarak bir köyden başka bir köye giden bir öğrencilik yaşadığımdan karı çok sevmem. Ama yıllar önce karın neden böyle sevildiğini düşününce bir benzerlik keşfetmiştim kendimce ve üzerinden geçen zamana rağmen her kar gördüğümde o değerlendirmemi hatırlarım. Kar aynen ideolojiler gibi, toprağı, taşları, otları, ağaçları beyaz bir örtüyle örter ve pürüzsüz bir görüntü sunar. Gerçek hayat, hakikat katların altında kalır ve karın hakikati baskın olur. Tıpkı ideolojiler gibi, hayat bütünüyle büyük bir döngüdür, üzerinin örtülmesi veya başka bir forma bürünmesi, görünmesi onu azaltmaz, eksiltmez, önemsizleştirmez. Kar aynı zamanda kendi döngüsünü hakim kılar, karda yaşayan tilki, domuz, beyaz ayı ve foklar kolayca yaşarlar. Ve eninde sonunda eriyecektir kar, bahar bütün doğurganlığı, gürültüsü, renkleriyle gelir, hayat bütün görkemi ve verimliliğiyle zamana hakim olur. Ben sanırım baharı, yani büyük hakikati, felsefeyi seven bir insanım, karın aldatıcı güzelliği ve geçici parlaklığı beni pek de etkilemez. Bir de çocukluğumdan kalan parmaklarımın ucundaki sızıyı hatırlatır. Evet, kar isteyenin olsun, ben baharı beklerim…

***

Mahmut Bozarslan:Bugün 4 yıl sonra yağan karı fotoğraflamak için sokaklara düştüm. Bir yandan fotoğraf çekiyordum, bir yandan düşünüyordum. En son ne zaman bu kadar çok kar yağmıştı? 2015 sonu 2016 başı olması lazım. Eskiden kar yağdığında büyük keyifle fotoğraf çekmeye çıkıyordum. Her fotoğraf ayrı keyifti benim için. İliklerime kadar üşüsem de hiç umursamazdım. Defalarca kaza tehlikesi atlattım ama keyfimden bir şey eksilmezdi. Bugün ise baktım o keyiften eser kalmamış. Bundan önceki son kar fotoğrafımı çekerken kafamın üstünden roket geçmişti. İşte her şey o günlerde başladı, sokak çatışmaları, yıkılan şehirler, yaşanan dramlar ve bir daha olmayacak mekanlar. Bu dört yıl çok şey aldı bizden. Ne artık şehir eski şehir ne artık biz eski biziz... Mutluyuz diye kendi kendimizi kandırıyoruz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ufuk Çimen Arşivi