Emin Turhallı yazdı: Kriminalize edilen çevre dostu; Hint keneviri

Yıllar önce Hint keneviri çiftçinin gelir kaynağı masum bir bitkiydi. Üretici bunu çok rahat yetiştirip, iyi bir fiyatta satabiliyordu.

Hatta tarım ilacına gerek duymadan her yerde kolaylıkla yetiştirilen Hint keneviri ekmeyen üretici cezalandırılıyordu.

Kağıt, tekstil, halat, kumaş,  ilaç dahil bir çok alanda kullanılan Hint kenevirinden bu gün bile dünyanın en iyi kot pantolonu yapılıyor.

Omega-9 yağı, tıbbi ilaçlar, ağırı kesici yine aynı bitkiden elde ediliyor.

Bir dönüm alanda ekilen Hint keneviri, tüm bitkilerden daha çok oksijen sağlayabiliyor. Bir ağaç 50 yılda yetişirken bu bitki 120 günde yetiştiriliyor.

Hint kenevirinden yapılan kâğıt, ağaçlardan yapılan kâğıttan daha kaliteli; Petro-kimya ürünlerin gördüğü tüm ihtiyaçların yerine geçebiliyor.

Gerek yağı, gerekse tohumundan faydalanılan kenevir, gerçek bir çevre dostudur. Öyle ki dünyanın hemen her yerinde yetiştirilebilen kenevirin 1 dönüm büyüklüğündeki ekim alanı, 25 dönüm orman arazisinin ürettiği kadar oksijen üretebilir. Üstelik orman ağaçlarının büyümesi yıllar alırken kenevir 4 ay gibi kısa bir sürede yetişir. 1 dönümlük kenevir ekim alanından, 4 dönümlük orman arazisinin ürettiği miktarda kâğıt elde edilir. Daha da önemlisi 3 kez geri dönüşümü mümkün olan ağaca karşılık kenevirden elde edilen kâğıt tam 8 kez yeniden dönüştürülebilir.

Peki, ne oldu da bu Hint keneviri, kriminal bir bitki oldu?

Hikayenin bu kısmına Aliye Altunışık’ın “Kenevirin Hikayesi ve Bilinmeyen Faydaları” yazısını alıntılayarak devam edeceğim.

Kenevir 1930’larda önce Amerika’da yasaklandı. Bunun nedeni ise kenevirin, dönemin dev şirketlerinin kazancını baltalamasıydı. Hikayenin arka planındaki kahramanlar ise kağıt üretimi yapan, altın madenleri sahibi, medya patronu W.R. Hearst, bio yakıtla başı dertte olan petrol zengini Rockefeller, plastik madde üretimi için patenti olan ve kenevir nedeniyle kazancının neredeyse yüzde 80’ini kaybeden Andrew Mellon’dur.

Dönemin bu dev şirketleri bir araya gelerek kazançlarını daha fazla arttırmanın önündeki en büyük engel olan keneviri ortadan kaldırmaya karar verdiler. Tam da o sırada hazine bakanı olan Andrew Mellon ABD başkanı Hoover’ın en yakınlarından biriydi. Bu sayede eli güçlenen Mellon kendi yeğenini federal narkotik biriminin sorumlusu olarak atadı. Çünkü aklında keneviri ortadan kaldıracak bir plan vardı. Bu yoldaki en büyük destekçileriyle toplantılar düzenleyerek keneviri karalama kampanyasını başlatmış oldular.

Kenevirin tehlikeli olduğunun öne sürülmesi ve ‘Marihuana’ adıyla en zararlı uyuşturucu olarak yaftalanması Hearst’ün medya şirketleri aracılığıyla kolayca gerçekleştirildi. Marihuananın oy birliği ile yasaklanması, kenevirin üretiminin yasaklanması demekti. 1937’de çıkarılan ‘Marihuana Vergi Yasası’ ile kenevir ticareti yapanlardan ayrıca kazanç sağlandı. Yanında kenevir taşıyan göçmenler sınır dışı edilmeye başlandıktan sonra tüm ABD’de kenevir tamamen yasaklanmış oldu.

Karalama kampanyaları aralıksız bir biçimde medyada yer almaya devam etti. Artan baskılar sonucunda kenevirden elde edilen ilaçlar ve petrokimya ürünleri yasaklandı. Böylece tüm amaçlarına ulaşan dönemin zengin şirket sahipleri güçlerine güç kattı.

Bu noktada yanlış anlaşılmalara yer vermemek adına küçük bir açıklama yapalım hemen. Esrar elde edilen türden üretilen ilaçların tıbbi amaçla doktor kontrolünde kullanıldığında çok fazla ağrısı olan hastalara yardımcı olabildiğinin altını çiziyoruz. Özellikle kalp, epilepsi, insomnia, glokom, astım ve mide rahatsızlıkları için kullanılan ilaçlarda yer alan THC, doğru şekilde kullanıldığında olumlu etkiler gösterir. Esrar kullanımının sağlığa olan zararlarına hiç değinmiyoruz bile.

Günümüzde üretimi ve tüketimi oldukça sınırlı olan kenevir her şeyden önce milyonlarca yıl dünyadan silinmeyen plastikler için en iyi alternatiftir. Artan çevre kirliliği ve dünyaya verdiğimiz her türlü zararı göz önünde bulundurursak kenevir bizlerin yanında masum kalıyor, öyle değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Emin Turhallı Arşivi