Dinmeyen acı: Tahir Elçi

Dinmeyen acı: Tahir Elçi
Ölüm haberini gazetedeyken aldım. Günlerden Cumartesiydi. Olay yerindeki arkadaşları aradım. “Heyfe” diyordu telefondaki ses: “Tahir abi kuştine” … Kıpır...

Ölüm haberini gazetedeyken aldım.

Günlerden Cumartesiydi.

Olay yerindeki arkadaşları aradım.

“Heyfe” diyordu telefondaki ses: “Tahir abi kuştine”

Kıpır kıpır bir insandı Tahir Elçi…

Suriçi’nde başlayan çatışmalara, ölümlere, zorunlu göçlere, zarar gören tarihi ve kültürel yapılara vurgu yapmak için tam dört yıl önce 28 Kasım 2015’te baro üyesi avukatlar ile birlikte Dört Ayaklı Minare’nin önüne gelmişti.

“Bu tarihi bölgede; birçok medeniyete beşiklik etmiş, evsahipliği yapmış bu kadim bölgede; insanlığın bu ortak mekanında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun, diyoruz” demişti son konuşmasında.

Basın açıklamasının ardından, daha çözülmeyen bir hengamenin, kurşunların arasında Dört Ayaklı Minare’nin altında boylu boyunca yatan resimleri düştü ajanslara.

Baro üyesi arkadaşlarıyla, herkesin eli yüreğinde sessizce izlediği, yaklaşan olası çatışmanın, ölümlerin önüne geçmek istiyordu.

Ölümün ayak izlerini, göçün dahası insanların acı çekeceğini bildiği bir çatışmanın, yıkımın önüne geçmek için ayaklarından vurulan Dört Ayaklı Minare’yi özellikle seçmişti.

Hem avukat hem bir insan olarak, bölgenin acı coğrafyasında yaşanmış, ağır ve travmatik birçok olayın şahidi ve mazlumların savunucusuna da bu yakışırdı.

Görümlü, Kuşkonar, Koçağılı davalarında hep O’nun insan izleri vardı.

O izleri ardında bırakmadan gelmişti Dört Ayaklı Minare’nin önüne.

Ne tesadüftür ki; ölümünden bir ay önce Ekim 2015’te CNN Türk'te “PKK, terör örgütü değildir” demişti.

Ardından “katli vaciptir”e denk düşen algıyla hakkında linç kampanyası başlatılıp, yazılı, görsel ve sosyal medyada ağır çepeçevre sarıldı etrafı, ölüm tehditleri aldı.

Hakkında yakalama kararı çıkartılıp, Diyarbakır’da sabaha karşı gözaltına alıp İstanbul’a götürüldü. Adli kontrol ve yurt dışı yasağıyla serbest bırakıldı.

Bu sürecin hemen ötesinde öldürüldü Tahir Elçi.

Çok tanıklı, görüntülü bir katlin davası, “karanlık dehlizlerde” dolanıyor hala!

Tahir Elçi, bu coğrafyada yaşanan acıların canlı tanığı, hafızasıydı.

Bölgenin ülkenin, hukuk, demokrasi ve insan hakları alanında parmakla sayılan insanlarındandı.

İşte böyle bir mücadele insanı öldürüldü.

Bazı acılar var ki soğumaz, hep sıcak kalır.

Anılar, insanlıkla yoğrulmuşsa bir de; yol olur, kıble olur ardında kalanlara.

Kızının mezarı başındaki çığlığı, eşinin “Her kıştan daha kış”ı soğutmadı o acıyı…

Doğruluğun şaşmayan kıblesinden seni selamlıyoruz Tahir abi…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.