Yûsif Bedirxan

Yûsif Bedirxan

Yûsif Bedîrxan yazdı: Felaketin ardında kalan hikayeler

Felaketler ardında acı hikayeler bırakır. Yıkar, yakar, alıp önüne gider.

Karadeniz’in batısında yaşananlar gibi.

Acı üstüne acı!

Yanan ormanlar, uçak(sız) , susuz Türkiye’ye al işte sana su dedirten sel felaketi.

Acıya doyduk mu? Hayır.

Ne ilk ne de son.

İki arada bir derede kalan o acılardan birinin hikayesi var önümüzde.

Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde 11 Ağustos tarihinde yaşanan sel felaketinin gerisinde acı bir detay; oğluyla babası arasında tercih yapmak zorunda kalan bir babanın hüzünlü sevinci. Sevinç demeyelim buna!

42 yaşındaki Cengiz Topçu, sel yaşanmadan 9 km uzaklıkta Koşmapınar’da yaşayan babasını arıyor, babası sel yaşandığını ve yardıma gelmesini istiyor. Tekrar aradığında babası telefonu açmıyor. Topçu hemen arabasına atlayarak ailesinin yanına doğru yola çıkıyor. Yola çıktığında bu defa abisi Topçu’yu arayarak,  “HES patladı, acil Bozkurt’u terk edin” sözleri üzerine evde tek olan oğlu aklına geliyor.

“Evin önüne geldiğimde insanlara ‘kaçın’ diye bağırıyordum. Duyabilecek herkese sesimi ulaştırmaya çalıştım. Zaman çok kısaydı ve oğlumu yanıma aldıktan sonra arabaya atlayarak bu defa da tekstil fabrikasında çalışan eşimin yanına gittim. Fabrikadaki insanlara da kaçmalarını söyledim ancak onlar bana ilk başta aldırış etmediler. Ustabaşı ‘öyle bir şey olsa bizim haberimiz olurdu’ dedi. Daha sonra öğrendim ki ustabaşı belediye başkanını aramış, belediye başkanı da doğru olmadığın söylemiş. Ancak sonra söylenenlerin doğruluğu ortaya çıktıktan sonra son anda kurtulmuşlar. Ben eşimi ve çocuğumu aldıktan sonra ırmağın üstündeki köprüden geçerek yüksek bir yere çıktım. Çok değil 10 dakika sonra o köprü bile artık yerinde olmayacaktı.”

Topçu, beş metre civarında suyun dalga şeklinde geldiğini anlatıyor ve devamında, “Suyun geldiğini gördüm, ne varsa önüne katarak ilerliyordu. Tomruklar ve beraberinde bir sürü şeyi önüne katarak gelen su köprüyü tıkadı. Köprü tıkanınca tüm su ilçenin içine gelmeye başladı. Çay bahçeleri, evler, dükkanlar her şey bir anda suların içinde kaldı. İnsanlar çatılara çıktılar. Bir sürü insanın suya kapıldığını gördüm. Parkta oynayan 3 çocuk gözlerimin önünde suya düştü, bir kadın araca tutunmuştu ancak arkadaş suyla sürüklenerek gelen aracın çapması sonucu o da suyun içinde kayboldu. Evlerin çatısında suya düşen en az 6 kişi gördüm. Hala bu insanlara ne olduğunu bilmiyoruz. Bozkurt Sanayi Bölgesi’nde Mobilya dükkanıma gittiğimde her tarafın ceset kokuyordu. Dükkanıma gitmek istedim ancak ceset kokusundan kaynaklı yaklaşamadım. Açıklanan rakamların doğru olduğunu düşünmüyorum. Çok fazla insan hayatını kaybetti. İnsanlar sularda sürüklendi. Birçoğunun cesedi Karadeniz sularına karıştığını düşünüyorum”

Acıda tercih yapmak, ne kadar zor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yûsif Bedirxan Arşivi