Yûsif Bedirxan
Yusif Bedirxan yazdı: Bu kent hepimizin
Yaklaşık 5 bin 200 metre uzunluğunda olan Diyarbakır Surları, UNESCO tarafından 2015'te Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınarak tescil edilmesi ile başlayan süreçte; Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından surların etap etap restorasyon projeleri hazırlandı.
Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanan restorasyon çalışmaları kapsamında burçlar ve surların önemli bir kısmında çalışmalar aralıksız şekilde sürüyor.
Süreçte en fazla eleştiri alan nokta kent dinamiklerinin süreç dışında bırakılmasıydı.
Süreç dışında bırakılan Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Suriçi Kentsel Sit Alanı'nda yürütülen restorasyon ve rekonstrüksiyon çalışmaları hakkında gelen yoğun şikayetlere dair kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla önceki gün Keçi Burcu önünde basın açıklaması yaptı.
Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Ferit Kahraman, Diyarbakır Suriçi bölgesinin 6 Mahallesi'nde 2 Aralık 2015 tarihindeki sokağa çıkma yasakları hatırlatarak, geçen 5 yıla rağmen Kültürel Miras ve sivil mimari yapılar üzerinde tahribatların, halkın yaşadığı mağduriyetlerin, alandaki belirsizliklerin ve mülkiyet sorunlarının devam ettiğini iddia etti.
Kahraman’ın dile getirdiği şikayetlerin başında kentsel sit alanında suç sayılabilecek müdahalelerin yapıldığı ve bundan kaynaklı tahribatlar ve yeni yapılardaki aykırılıkların yasal kılıfa uydurulması için 2016, 2017 ve 2018 yılında Koruma Amaçlı İmar Planında değişiklikler yapıldığıydı.
Bunu sadece Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi dile getirmiyor.
Diyarbakır Kültür Turizm ve Musiki Derneği Başkanı Kenan Aksu da benzer şikayetleri sık sık dile getiriyor. Aksu, “Sur’da yapılan Diyarbakır evlerinin tamamen beton üzerine kaplama usulüyle inşa edildiğini üzülerek gördük. Diyarbakır mimarisine benzemeyen, sadece bazalt taşlarla giydirilmiş, fabrikasyon şeklinde beton yapıların inşa edildiğini görmekteyiz. Hâlbuki bizim Diyarbakır evlerinin hiçbiri bir diğerine benzemez” ifadelerini farklı platformlarda bir çok kez dile getiren bir kent aşığı.
Benzer bir açıklamayı Dicle Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü eski öğretim üyesi Murat Akın da şu sözlerle dile getirmişti: “Dışarıdan gelen yabancı bir turistin, bu proje bittiği zaman oradaki tarihi dokuyu hissetmesi, yaşaması ve özümsemesi asla mümkün değildir. Düşünün, karşınızda yapan, fabrikasyon, sunu bir yapı var. Siz, Diyarbakır’a gelen yerli ve yabancı turistlere Diyarbakır eskiden buydu dediğinizde onlara bu hissi veremezsiniz ve gülünç bir duruma düşersiniz”
Özellikle Sur’daki yasaklı 6 mahalle ve Ali Paşa Mahallesindeki yapılar bu açıdan insanların gözlerini rahatsız eden yapılar.
Mevcut sivil mimari örneklerden uzak, özgün sokak dokusuyla uzaktan yakından alakası olmayan bu sonuçlardan sonra, kentin özgün kimliğini yok sayan yeni yapıların inşası onca para ve zaman harcandıktan sonra ancak durduruldu.
Konuyla ilgili yetkili kurum olarak Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi’ne yapılan her türlü girişim, “3’üncü Şahıslar tarafından yerinde incelenmesinin uygun olmayacağı” gerekçesiyle reddediliyor.
Sur ilçesinin neredeyse tamamen ve yeniden inşaası sürecinde yapılmaması gerekenler bunlar.
Bu kent üzerinde hak talebinde bulunan ve kentin tarihi ve sosoyolojik yapısını iyi iyi bilen tüm kişi ve kurumların, uzmanların da içinde olduğu geniş katılımlı bir kurul tarafından beraber yürütülmesinde ne sakınca var?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.