
Sakir Diclehan
Şakir Diclehan yazdı: Komünist Olup Kalan ve Dönüş yapan Bir Üçlü: (Nazım Hikmet-Vala Nureddin- Şevket Süreyya Aydemir)-III
MOSKOVA’YA KAÇIŞ
Akrabası olan Refik Erduran'ın kullandığı bir sürat motoruyla İstanbul Boğazı'ndan Karadeniz'e açılır, Bulgaristan sahillerine çıkmayı amaçlarken, yolda rastladığı bir Rumen şilebiyle Romanya'ya gider. Oradan Moskova'ya geçmesi üzerine, Nâzım Hikmet, 25 Temmuz 1951'de, Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarılır.
Hayatı boyunca Rusya’da kalır ve Ruslar, nereye gitmesine izin verilirse oraya ancak gidebiliyor ve hangi konuda görüş açıklamasına izin verirlerse, ancak o konuya uygun görüş beyan edebiliyor ve yine o sınır içinde düşünce açıklama yetkisine sahip olabilir.
Polonya işgal edilir, tık yoktur… Oysaki kendisi Polonya asıllıdır. 1956’da Sovyet tankları altında can veren Macar direnişini, “Kan içinde Güneş” şiiriyle dillendiren ve kutlayan Sezai Karakoç’a karşılık, Nazım Hikmet’ten ses çıkmaz…
Okul arkadaşı, Necip Fazıl: “ Her şey onda, geri, ileri, sınıf, zümre, burjuva, köylü, patron, işçi gibi tabirlerle, Moskova tertibi ezberleme bir lûgaritma çerçevesi içinde ve birkaç kelimelik leke ve bunun “prospektüs”(tarife)leri halinde…”
Necip Fazıl, “Onu Bahriye Mekteb’inden tanır ve şiire ne bebekçe başlayıp onu bir Rusya seyahati sonunda ne kartalozca bitirdiğini bilir. Ağzı süt kokan ve “Ben de müridinim işte Mevlana” diye mısralar heceleyen bebekten, “Hafız-i Kapital olmak istiyorum” narasını basmaya memur, iki eli halinde ağzı bozuk kartaloza kadar…
Ona bir gün Genç Şair (Necip Fazıl) demiştir ki: -Sen komünist şair Mayakovski’nin mukallidisin! O, komünist rejiminin Rusya’ya nakşından sonra “Bu beni tatmin etmiyor ve ben, artık buna inanmıyorum!” deyip kafasına bir kurşun sıkarak intihar etti. Ya sen niçin ustanı sonuna kadar takip etmiyorsun?
-Onun sonunda sapıttığına inanıyorum da ondan…”
Nazım Hikmet, eğer Bediüzzaman Said Nursi ve Necip Fazıl gibi hapse girmeyi göze alıp ülkede kalsaydı ve
“Akın var
Güneşe akın!
Güneşi zapt edeceğiz
Güneşin zaptı yakın!
Düşmesin bizimle yola:
Evinde ağlayanların
Gözyaşlarını
Boynunda ağır bir
Zincir
Gibi taşıyanlar!
Bıraksın peşimizi
Kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!”
Şiirinin, gereğinin yerine getirildiğini belki görecekti. Ama Tarihte kahramanlığın bazı şart ve özellikleri olmuştur daima!!! Herkes kahraman olmayı göze alamaz... (Bitti)
Şakir Diclehan yazdı | İki Şairin Tanışıklığı: Sezai Karakoç-Hilmi Yavuz
07 Mart 2025 Cuma 18:55Şakir Diclehan yazdı | Kâğıthane'de Diyarbakır Tanıtım Günleri
05 Ocak 2025 Pazar 00:48Şakir Diclehan yazdı: Urfalı türkücüyü mü, yoksa felsefeciyi mi tercih edecek?
16 Temmuz 2024 Salı 00:40Şakir Diclehan yazdı: Göklere çekilen Müslamanlık
08 Temmuz 2024 Pazartesi 00:05Şakir Diclehan yazdı: Üstad Sezai Karakoç’u sevenlerin dikkatine (1)
30 Mayıs 2024 Perşembe 00:40Şakir Diclehan yazdı: Tarikatların geldiği nokta…– I
22 Mayıs 2024 Çarşamba 00:00Şakir Diclehan yazdı: Bir Kültür Adamının Vefatı: İhsan Işık
09 Nisan 2024 Salı 00:10Şakir Diclehan yazdı: Sezai Karakoç’a ait olmayan düşünce ve parçalar
03 Nisan 2024 Çarşamba 00:20Şakir Diclehan yazdı: Belediye seçimleri ve örnek bir başkan: Prof. Dr. Ahmet bilgin - 2
29 Mart 2024 Cuma 00:20Şakir Diclehan yazdı: Belediye seçimleri ve örnek bir başkan: Prof. Dr. Ahmet bilgin - 1
28 Mart 2024 Perşembe 00:20




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.