Kısa bir ara verdiğim kent gündemine geçen haftaki Nevroz kutlamalarıyla başlamak istiyorum.

Bölge illerinde Nevroz kutlamalarına geçen hafta başından itibaren başlandı. Gözlerin çevrildiği Diyarbakır’daki kutlamalar, her yıl olduğu gibi binlerce kişinin katıldığı coşkulu bir etkinliğe dönüştü.

Yaklaşık 7 bin polisin görev aldığı miting alanı çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Güzel havayı fırsat bilen vatandaşlar bir yandan Nevroz’u kutlarken, diğer yandan piknik yaptı. Kadınların yöresel kıyafetleriyle katıldığı miting alında çalınan şarkılar eşliğinde halaylar çekildi. HDP’nin 7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde Diyarbakır’da düzenlediği mitinge yönelik bombalı saldırıda bacaklarını kaybeden sinemacı Lisa Çalan da, protez bacaklarıyla halaydaki yerini alması güzeldi…

Yerel seçimlerin hemen öncesine denk gelmesi; alandaki sayıyı daha bir önemli hale getirdi sanki. Ancak yerel basın dışında ulusalda çok da karşılık bulmadı Nevroz kutlamaları. HDP Eşgenel başkanı Pervin Buldan, “Bir milyon karınca bir araya gelse haber olurdu. Ancak bir milyona yakın insan bir araya geldi ekranlarına yansıtmadılar” ifadeleriyle basını eleştirdi.

Güzel yanı olaysız sona ermesiydi. Buna rağmen 30 kadar kişi gözaltına alındı.

…

Açlık grevleri hayati tehlike arz eden sınırı geçti. Kamuoyunda bununla ilgili bir duyarlılık oluşturulmaya çalışılırken, yaşamlarına son veren insanların haberleri gelmeye başladı.

17 Mart’ta Zülküf Gezen Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde, 23 Mart’ta Ayten Beçet Gebze Cezaevi’nde, 24 Mart’ta da Zehra Sağlam Erzurum Oltu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde ve son olarak 25 Mart’ta Medya Çınar’ın Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde intihar ederek yaşamlarına son verdiler.

Gelinen aşama yürek sızlatıyor. Siyasetin devre dışı kaldığı bir dönemdeyiz.

HDP Merkez Yürütme Kurulu, bu gündemle Diyarbakır’da olağanüstü toplandı. Daha sonra

HDP, DTK, DBP ve HDK’nin düzenlediği basın toplantısında konuşan Pervin Buldan, nedeni ne olursa olsun kendi yaşamına son vermeyi doğru bulmadıklarını belirterek, “Bu yüzden bu tarz eylemlerin devam etmemesi için herkese açık çağrımızı yapıyoruz. İktidarın cezaevinde yaşanan ölümlere karşı sessizliğinin kabul edilemez. Ne yaparsanız yapın sorumluluktan kaçamazsınız; devletin koruması altında yaşanan ölümlerin sorumlusu siz yetkililersiniz” diye konuştu.

Kentteki sivil toplum örgütleri Diyarbakır Ticaret Odası, Ticaret Borsası ve Esnaf ve Sanatlkarlar Odası da aynı minvalde çağrılarını yineleyerek, sürecin travmalara neden olmadan gerekli adımların atılması istendi.

Ancak aynı gün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaşamlarına son verenler hakkında konuştu ve "Ortak özellikleri şu, üçü geldiler polise ve jandarmaya teslim oldular, itiraflarda bulundular. Ve şimdi araştırıyoruz" dedi.

Yerel seçimlere odaklanan ancak sıkıntılı bir sürecin ağırlığını üzerinde hisseden kentin nabzı çok yavaş atıyor.